Bu bitkilerden bazıları doğrudan güneş ışığı alırsa çok daha iyi olur. | Open Subtitles | أتعلم بعض هذه النباتات قد تنمو بشكل أفضل بكثير في ضوء الشمس |
Esasında sen konuşmadığın zaman çok daha iyi oluyor. | Open Subtitles | هذا الأمر عادة يجري بشكل أفضل بكثير حينما لا تتكلمين |
Bu kadar muhteşem değil, ama, bir kolye ile çok daha iyi gider, ve gerçekten kolye takmak istiyorum. | Open Subtitles | وهذا ليس رائعا جدا ولكنه يتناسب بشكل أفضل بكثير مع القلادة وأنا حقا أريد إرتداء القلادة |
Bir telaş karşımda dikilmesen çok daha iyi odaklanabilirim. | Open Subtitles | وسأُركّز بشكل أفضل بكثير إذا لم تكن واقفا هنا متحمسا. |
Evdeki koltuğumda çok daha iyi yazıyorum. | Open Subtitles | أكتب بشكل أفضل بكثير من كتابتي في البيت على كرسيي المعتاد |
Buraya ayak bastığım andan çok daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بشكل أفضل بكثير ممّا فعلت عندما دخلتُ إلى هُنا. |
-Şarkımızı çok daha iyi söylediler. | Open Subtitles | لقد أنشدوا أغنيتنا بشكل أفضل بكثير |
Artık seni çok daha iyi tanıdığımı hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أنني أعرفك بشكل أفضل بكثير الآن |
Uyandığında kendini çok daha iyi hissedeceksin. | Open Subtitles | عندما تستيقظين ستشعرين بشكل أفضل بكثير |
Bu, bahsettiğim randevudan çok daha iyi. | Open Subtitles | هذا يسير بشكل أفضل بكثير من ذلك الموعد. |
Yani... (Kahkahalar) Gerçekten taşıma aracı olarak kullanılması ölçeklendirilmesine ve etkinliğine yardım edecektir, çünkü hava trafiği yönetimiyle entegrasyon, merkezi olarak idare edilirse çok daha iyi çalışıyor. | TED | إذًا ... (ضحك) أعتقد حقًا أنّ موازين الشبكات والاستثمار ستكون أفضل بكثير كمنصّة لتقاسم الرحلات، أيضًا لأنّ التكامل مع إدارة الحركة الجوية يعمل بشكل أفضل بكثير إذا تم التعامل معها مركزيًا. |