Bu gemi ben yokken, benim liderliğimde olduğundan çok daha iyi işlemiş. | Open Subtitles | سار هذا الفريق بشكل أفضل في غيابي مما كان عليه تحت قيادتي. |
Diyelim ki, hedef zekâ testinden daha iyi yapmak. | TED | لنقل مثلًا أن الهدف هو الأداء بشكل أفضل في اختبار للذكاء |
Gizli konuşursak daha iyi. | Open Subtitles | تستطيع أن تتحدث بشكل أفضل في الأحاديث الخاصة |
Otopside çekilen fotoğrafta, hayattayken çekildiğinden daha iyi görünmek, çokta iyi bir şey değildir. | Open Subtitles | وسيبدو كشخص مختلف تماماً ليس شيئاً جيداً ابداً الظهور بشكل أفضل في صور التشريح عن صورك وأنت حية |
Tek yapabildiğim geçmişi irdeleyip seneye daha iyi olmak. | Open Subtitles | ومحاولة التصرّف بشكل أفضل في العام القادم. |
Durumu biraz daha iyi idare etseydin bizden bu kadar nefret etmezdi. | Open Subtitles | كان يجب أن تتعامل مع الامر بشكل أفضل في ذلك الوقت, ولم تكن لتكرهنا لهذه الدرجة |
Sizce de o zaman elbisem daha iyi durmaz mı? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنني سأبدوا بشكل أفضل في لباسي، إذا فقدت ستة رطل؟ |
Başka yerde daha iyi olacağını düşündük. Hepsi bu. | Open Subtitles | نظن بإنّك ستخدمين بشكل أفضل في مكانٍ ما آخر، هذا كل شيء. |
Geri ödeme senin ilk sevişmen gibi. Bunu kafanın içinde oynamak daha iyi. | Open Subtitles | والاسترداد مثل تمايلك الاول انه يلعب بشكل أفضل في رأسك |
Ancak diğer algılarımız başka çevrelerde daha iyi işleyebilir mi? | Open Subtitles | ولكن هل يمكن لإدراكات آخرى لما هو الآن ان تعمل بشكل أفضل في بيئات آخرى؟ |
daha iyi bir görev için. | Open Subtitles | حيث خدمة المجتمع بشكل أفضل في سبيل غاية. |
Onları bu şekilde düşünerek, yani insan bağlamında düşünerek -- her şeyden önce kendi verilerimizle yaptığımız şey paylaştığımız bilgi türünü daha iyi anlamaktır. | TED | وبالتفكير بهم بهذه الطريقة وضعهم في سياق مفهوم في البداية، ما نفعله في بياناتنا في فهمهم بشكل أفضل في أنواع المعلومات التي نتشاركها |
Bir hafıza testini, uyku sırasında oyun oynayarak daha iyi yapabileceğinizi ilk duyduğumda aşırı şüpheciydim. Fakat bu deneyleri tekrarladık. | TED | لقد كنت متشككا للغاية عندما سمعت لأول مرة بأنه يمكنكم أن تؤدوا بشكل أفضل في اختبار الذاكرة بمجرد تشغيل الأصوات أثناء النوم. |
Başka bir yerde daha iyi harcanabilecek kaynakları kullanarak hem tehlikeli hem de pahalı olan sembolik projeler gerçekleştirerek birbirlerini alt etmeye çalışan iki büyük süper güç mü? | TED | أكبر قوتين عظمتين تحاولان التغلب على بعضهما من خلال السعي وراء مشاريع رمزية التي كانت على حد سواء خطيرة ومكلفة باستخدام موارد كان من الممكن استغلالها بشكل أفضل في مكان آخر؟ |
Evet, bazı bitkiler... güneşte büyür... bazılarıysa gölgede daha iyi büyür. | Open Subtitles | أجل, بعض النباتات... تنمو جيداً في الشمس... والبعض الآخر ينمو بشكل أفضل في الظل... |
Senin kendini daha iyi hissetmeni sağlayacağız. | Open Subtitles | سنجعلك تشعرين بشكل أفضل في وقت قصير. |
Bazı atlar, iş başında daha iyi koşarlar. | Open Subtitles | رَكضتْ بَعْض الخيولِ بشكل أفضل في a لجام |
- Daha önceki gece daha iyi yapmıştın. | Open Subtitles | -قمتَ بأدائها بشكل أفضل في الليلة السابقة |
Evet,mum ışığında daha iyi görünürüm. | Open Subtitles | نعم، أرى بشكل أفضل في ضوء الشموع. |
Karanlıkta konuşursam daha iyi olacak. | Open Subtitles | أظنني سأتحدث بشكل أفضل في الظلام؟ |