Beyler sizlere, geniş kapsamı nedeniyle bu yeniden gelişim planını bizzat sunmak istedim. | Open Subtitles | أيها الساعدة أردت عرض خطة إعادة التطوير بشكل شخصي بسبب هذا الزخم الهائل |
Maryland Üniversitesinde nöro bilimci Elizabeth Redcay, bizzat etkileşim kurduğumuzda ve statik bir şey izlediğimizde beynimizde yaşanan farklılıkların bir haritasını çıkarmaya çalıştı. | TED | إليزابيث ريدكاي، عالمة أعصاب في جامعة ميريلاند، حاولت إيضاح الفرق بين مايحدث في أدمغتنا عند تفاعلنا بشكل شخصي مقابل عندما نشاهد أمر ثابت. |
şahsen benimle. Ömrüm boyunca hiç bu kadar sinirlenmemiştim. | Open Subtitles | أقصد بشكل شخصي لم أكن متوترة لهذا الحد في حياتي من قبل |
Temsilcine, şahsen istediğin takdirde tablonu geri alabileceğini söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت لممثلك إنه يمكنك استعادتها اذا سألت ذلك بشكل شخصي |
Çünkü haberleri yok. Müdür bunu benden kişisel olarak istedi. | Open Subtitles | هذا لأنهم لا يعرفون المدير طلب مني الأمر بشكل شخصي |
Yalnız bir ebeveyn olmanın yarattığı baskıyı da kişisel olarak yaşayan biriyim. | Open Subtitles | أنا أيضًا أعلم بشكل شخصي أنه هناك ضغط إضافي على الوالد الأعزب |
Pekala, şimdi oraya gidip yüz yüze özür dilemek zorundasın. | Open Subtitles | حسناً , الآن يجب أن تذهب إليه لتعتذر بشكل شخصي |
Fidye parasının bende kalacağını bildiğimden Çeçenlerle özel olarak görüştüm. | Open Subtitles | معرفتهم بإمتلاكي لمال الفدية ـ ـ ـ ـ ـ ـ جعلني أدبر الأتصال بالشيشانيين بشكل شخصي |
Gördüğünüz şey bizzat etkileşimde bulunma ve statik içerik almak arasındaki beyin aktivitesi farkı. | TED | ما تشاهدونه هو الفرق في نشاط الدماغ بين التفاعل بشكل شخصي وأخذ محتوى ثابت. |
Oturup cevaplayacaktım ancak bizzat kendim buraya gelmem gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | جلست لأكتب رد ولكن لم أستطع استوعبت علي ان آتي هنا بشكل شخصي |
Bu kutuyu Konferans Şefi Dr. Walcott'a bizzat vermeni istiyorum. | Open Subtitles | اريدكِ ان تأخذي هذا الصندوق واعطيه بشكل شخصي للرئيس وقولي له نيابة عني انني اسف |
Pembe Panter soruşturmasını bizzat devraldığımı ve yakında bir tutuklama yapılacağını duyurmaktan memnunum. | Open Subtitles | أعلن أنني سأتولى التحقيقات المتعلقة بماسة النمر الوردي بشكل شخصي |
Her çalışanını şahsen tanıdığını varsaymak çok yanlış olur. | Open Subtitles | يفترضون كثيراً بأنه يعرف كل موظف بشكل شخصي |
Şimdilik, şahsen, vadideki çocuklara olumlu bakıyorum. | Open Subtitles | الان ، بشكل شخصي ، انا اميل نحو الاولاد الذين في الوادي |
China Weekly Post'ta tüm ilanlar şahsen veriliyor. | Open Subtitles | كل الاعلانات يجب ان توضع بشكل شخصي في جريدة الصين الاسبوعية |
Sanırım bunu ben yürüteceğim, kişisel olarak. | Open Subtitles | . أعتقد انني سأحاكمك على هذا ، بشكل شخصي |
Bunu kişisel olarak algılama. Gülümsüyorum, çünkü konuştukça batıyorsun. | Open Subtitles | لا تأخذي هذا بشكل شخصي إنك فقط لأنك مليئة بالهراء |
kişisel olarak algılama, patates kızartmasını da hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا تاخذ الموضوع بشكل شخصي لا اتذكر البطاطس المقلية ايضا |
Bir buluşma ayarladım. Haiti'de. Fiyat konusunu yüz yüze konuşacak. | Open Subtitles | أنت لوحدك سيقابلكم في هاييتي يريد التفاوض على السعر بشكل شخصي |
Bu soruyu seminerden sonra, yüz yüze cevaplasam daha iyi olur. | Open Subtitles | هذا سؤال يفضل أن أجيب عنه بشكل شخصي بعد المحاضرة |
Detayları anlatmak için yüz yüze buluşmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقابلكِ حتى أخبركِ بالمزيد بشكل شخصي |
Fakat, kaba olduğumu düşünmezseniz, annemle özel olarak konuşmalıyım. | Open Subtitles | ولكنأرجوأنلاأكونفظا، إن طلبت مخاطبة أمي بشكل شخصي لوهله. |
Bunda kişisel bir hatam olmadığını düşünerek kendimi teselli ediyordum. | Open Subtitles | طمأنت نفسي بالتفكير أننى لم أكن مذنبة بشكل شخصي |