Muhtemelen kendinize soruyorsunuz: Neden bu konuda bir şey yapmıyoruz? | TED | لذا أنتم على الأرجح تتساءلون: لماذا لا نقوم بشيء حيال الأمر؟ |
Bu konuda bir şey yapabilecek konumdasın ve söyleyebileceğin tek şey, "Yeterince saldırgan olmyor" mu? | Open Subtitles | أنت في موقع يخولك القيام بشيء حيال ذلك و كل ما أمكنك قوله: لم يكن عدوانياً بما فيه الكفاية؟ |
Prensip şu ki değer verdiğiniz bir ilişki bir çatışmayla zarar görüyor, bunun için bir şeyler yapmalısınız. | TED | المبدأ هو أنه لديك علاقة قيمة تفسد بالصراع وبالتالي تحتاج للقيام بشيء حيال ذلك. |
Yani, kolay değil, her yerde sefalet görüyorsunuz. Ve bununla ilgili birşeyler hissediyorsunuz. | TED | أقصد ، ليس سهل : تعيشون مستوى متدنى من الفقر . وتشعرون بشيء حيال ذلك . |
İnsanlar sorgulamaya başladılar, bu konu hakkında bir şeyler yaptılar. | TED | لأن الناس قبلوا التحديوقاموا بشيء حيال ذلك الأمر. |
Sorun şu ki, bu konuda bir şeyler yapılmazsa dünya da hep "öyle" kalmaya devam edecek. | TED | المشكلة أنه إذا لم نقم بشيء حيال هذا، سيبقى العالم هكذا للأبد. |
Gevşek karo. Birisi bu konuda birşey yapmalı. | Open Subtitles | أرضية سيئة شخصاً ما عليه أن يقوم بشيء حيال ذلك |
Bu konuda bir şey yapmak istiyorum, ve sen buna değiniyorsun, bunun anlamı bir şeydir. Ben sadece okulumu çalıştırmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أريد القيام بشيء حيال الأمر وأنت تكلمت بالموضوع، عنى شيئاً |
Ve bu konuda bir şey yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | نعم, ولقد قررت ان اقوم بشيء حيال ذلك |
Tabii sen bu konuda bir şey yapmak istemiyorsan. | Open Subtitles | الا إن كنت تريد القيام بشيء حيال هذا |
- Bu konuda bir şey yapmayacaksan ben yapacağım. | Open Subtitles | -إستمع إلي "كيفين"... -اذا لم تقم بشيء حيال هذا الأمر سأفعل أنا |
Onlar için bir şeyler yapmaya karar verdik. | Open Subtitles | فقررنا القيام بشيء حيال الموضوع |
Bu durum için bir şeyler hissettiğine eminim. | Open Subtitles | واثقة من أنك تشعر بشيء حيال هذا |
Sheldon için bir şeyler yapmayacak mıyız? | Open Subtitles | هل سنقوم بشيء حيال شيلدن؟ |
Beni gerçekten kızdıranı ise şu, "Eğer bununla ilgili birşeyler yapmak istiyorsan, sadece para kazan ve kârı hayır kurumlarına ver." | TED | والعبارة التي أعشق فعلا هي، "إذا أردت أن تقوم بشيء حيال هذا، احصل على السيولة واعط الأرباح للجمعيات الخيرية" |
bununla ilgili bir şey yapmalısın. | TED | ينبغي عليك القيام بشيء حيال ذلك. |
Dolayısıyla vatandaş bilimcileri, yapıcılar, hayalciler olarak; ["Hayal bilgiden daha önemlidir" -Albert Einstein] yeni nesli çevre ve insanlar için endişelenen ve bununla ilgili bir şeyler yapabilen bir nesil olarak yetiştirmeliyiz. | TED | سواء كنا علماء وصنّاع وحالمين -- اقتباس"الخيال أهم من المعرفة" آينشتاين يجب علينا إعداد الجيل القادم الذي يهتم بالناس والبيئة، ويمكننا بالفعل القيام بشيء حيال ذلك. |
Bu buton şunu düşündüğünüzde çalışır: "Bunun hakkında bir şey yapmalıyım." | TED | إنه الزر الذي يتم الضغط عليه عندما يفكر أحدكم، "يجب عليّ القيام بشيء حيال شيء ما". |
- Bunu bütün birinci sınıf hukuk öğrencileri bilir. - Tamam. Ama nihayet bu konuda bir şeyler yapabilecek konumdayız. | Open Subtitles | حسنًا، ولكننا الأن في موقع يمكننا من القيام بشيء حيال هذات |
Gevşek karo. Birisi bu konuda birşey yapmalı. | Open Subtitles | أرضية سيئة شخصاً ما عليه أن يقوم بشيء حيال ذلك |