Ancak, birlikte bir şeyler planladıklarına inanmamı gerektiren bazı nedenler var. | Open Subtitles | لكن لدي سبباً يدعوني للاعتقاد أنهما يخططان سوياً للقيام بشيء ما. |
Hiçbir fikrim yok. Inland Empire'la ilgili bir şeyler geveledi. | Open Subtitles | لا أعرف لقد تحدثو ثرثر بشيء ما عن إنلاند إمباير |
bir şeyler yapmış olmalısın! Bunu yapması için bir nedeni olmalı. | Open Subtitles | لقد قمت بشيء ما يجب أن يكون لديها أسباب لما فعلته |
Biliyorum ama bir şeye başladığın zaman durum çok zorlaşıyor. | Open Subtitles | أنا أعرف لكن الأمر صعب جداً عندما تبدأ بشيء ما |
Benim için yapmanı istediğim bir şey var aklımda. | Open Subtitles | ـ أجل حسناً , سأطلب منك القيام بشيء ما من أجلي |
işlemdeki fark bir şeyi başarılı olarak yapıyor olmakla belki elini bu kadar hareket ettirmiyor olmak arasındadır. | TED | في أي عملية، من الممكن أن يكمن الفرق بين القيام بشيء ما بطريقة ناجحة أو عدمه في مقدار تحريك يدك بهذا القدر. |
Evlat, sana Chen hakkında birşeyler anlatmanın zamanı geldi sanırım. | Open Subtitles | يبدو بأنّني يجب أن أخبرك بشيء ما عن سيدي تشين |
Ama sen ve Ajan Scott arasında bir şeyler olduğundan şüphelenmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | ولكن لايمكنني إلا التسائل هل لهذا علاقة بشيء ما بينك وبين العميل سكوت |
Bildiğim kadarıyla haftaya ya da ondan sonraki haftaya bir şeyler yapacaklar ama... | Open Subtitles | بقدر ما انا اعرفة هم يقومون بشيء ما او اخر في الاسبوع القادم.. |
Ne okuyorsunuz? Sonra bunu potansiyel kopuklukları anlamak için nasıl biçimlendiriyorsunuz ve tamamen hazır ve tedarikli olmak için bir şeyler yapmak üzere hemen nasıl karar veriyorsunuz? | TED | وبعد ، كيف تستخرج هذا لكي تتمكن من فهم الفجوات المحتملة، ثم تتخذ قرارا لتقوم بشيء ما الآن لكي تكون مهيأ ومستعدا؟ |
Ve sonra sadece yaptığınız bir konuşma olması yerine, gerçekten bir şeyler başlatmaya karar verin. | TED | ومن ثم عوضًا عن أن يكون مجرد حوار قمتم به في الحقيقة قرروا أن تبدأوا بشيء ما. |
Yani, her şeyi yapamam ama kesinlikle bir şeyler yapabilirim ifadesinin doğruluğudur bu. | TED | ويمكن القول بأنه صحيح لا أستطيع القيام بكل شيء. لكنني بالتأكيد أستطيع القيام بشيء ما. |
O zaman ilk kez tekrardan bir şeyler hissetmiştim. | Open Subtitles | لأشعر في حينها و لأول مرة منذ عودتي بشيء ما |
Çünkü geçen gece dansa gitmiştik beni tutuşu, gözlerime bakışı kesinlikle bir şeyler hissettim. | Open Subtitles | عندما كنا نرقص في الليلة الماضية و طريقته في حَضْني و نظراته لعيني لقد شعرت حينها بشيء ما |
Bu şekilde eğer bir şeye çarparsan karnına girme tehlikesi olmaz. | Open Subtitles | بهذه الطريقة ان اصطدمتي بشيء ما فلن تطعني نفسك في المعده |
Hiç değilse ben bir şeye inandım, sen karanlıkta savrulup duruyorsun anca. | Open Subtitles | على الأقل أنا أؤمن بشيء ما و أنت تتأرجح في الظلام فقط |
Bu gün senin için yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | فيكتور , ألم تقل بأنني أريد أن أساعدك بشيء ما اليوم ؟ ماذا ؟ |
bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün ve fazlasıyla genel niteliksiz bir açıklamada bulunmak çok cezbedici. | TED | نادراً جداً ما يمكن إثبات أو التنبؤ بشيء ما على وجه اليقين لكن اختلاق بيان عام وغير كفء مغرٍ جداً |
Bak ne diyeceğim, şu önümüzdeki 17 saat geçsin, sonra üçümüz, uh, birşeyler içer ya da yaparız olur mu? | Open Subtitles | سأخبرك شيئا عندما ننتهي من هذه ال 17 ساعة عندها سنقوم ثلاثتنا بالشرب أو القيام بشيء ما ، موافقة ؟ |
"Dermişim şakası" şu: bir şeyle dalga geçmek istediğimizde, önce bir şey söyleriz, ve söylediğimiz doğruymuş gibi yaparız. | Open Subtitles | ليست نكته , لكن حينما نريد عمل مرح بشيء ما كل ما نفعله هو جمله ندعي انه حقيقي لكن بالنهايه نقول , لا |
Elbette bir sorun yok. Sadece size birşey söylemek istiyor. | Open Subtitles | بالطبع لا ، إنها تريد أن تخبرك بشيء ما هذاكلما في الأمر. |
Bu ipler, mahalleden çok daha büyük bir şeylere katkı koyabileceğimiz bir alan yaratıyorlardı. | TED | أحدثت هذه الحبال مساحة حيث كنا قادرين على المساهمة بشيء ما الذي كان أكبر بكثير من الحي والجيرة. |
Eğer sana bir konuda baskı yapıyorsa, körlemesine razı gelme. | Open Subtitles | إن كان يضغط عليك بشيء ما لا تلتزم بصورة عمياء |
Kirsten, Sana bir şey söylemem gerek. Ed Clarke hakkında. | Open Subtitles | كريستين يجب ان أخبرك بشيء ما انه حول أيد كلارك |
Bu, siyasilerinizden istemek yerine, bir şeyleri gerçekleştirebilmek için kendinize bakmanız gerektiği anlamına geliyor. | TED | ولكن ما هذا يعني .. انه بدلا من ان تطلب من السياسين القيام بشيء ما حيال امر ما عليك ان تقوم انت بتلك الامور |
Eğer beni burada tutacaksanız bir şeylerle suçlamanız lazım Ve avukatımla konuşmama izin verin. | Open Subtitles | لو رغبت بحبسي هنا, فعليك إتّهامي بشيء ما, ويجب عليّ التكلّم لمحاميّ. |