Bunun tamamen güvenli bir iskelet sistemi, güvenli bir roket fırlatılması olarak hatırlıyordu çünkü en düşük teklifle yüz binlerce sterlinden oluşan bir rokette oturuyordu. | TED | كان يتذكر نظام قناطر وإطلاق صاروخ آمن تماما لأنه كان جالسا بصاروخ يزن ما يعادل 50 طن من قوة الدفع مبني من طرف أقل مزايد. |
Bir roket tarafından vuruldu, çünkü fişekler ve diğer 4 savunma sistemi devredışı bırakılmıştı! | Open Subtitles | لقد قصفت بصاروخ لان الشعلات الضوئية و الأجراءات المضادة الاخرى لم تكن تعمل |
Air Force One havadan havaya bir füze tarafından vuruldu! | Open Subtitles | أن طائرة الرئيس قد أصيبت بضربة غير مباشرة بصاروخ من الجو |
Geçen Noel'de başarılı olan özel plaj fırlatışınızı biliyorum ama bunu çok daha büyük bir rokete uyarladığımızda bazı kararsızlık sorunları bulduk. | Open Subtitles | أعلم أن طلقتكم الخاصة في الشاطئ كانت ناجحة في رأس السنة الماضي ولكن عندما قسناها بصاروخ أكبر بكثير وجدنا بعض مشاكل الإستقرار |
kah dürtüyoruz, kah kışkırtıyoruz, bir roketle gökyüzüne göneriyoruz. | Open Subtitles | ندسهم بهذا ، نحثهم بذلك نرسلهم للأعلى بصاروخ |
Bunun bir füzeyle yapılacağı konusunda hiçbir fikirleri yok. | Open Subtitles | ليس لديهم أي فكرة أنه سيتمك إطلاقه بصاروخ. |
Kopenhag'da biraz önce bir helikopter Stinger füzesiyle düşürülmüş. | Open Subtitles | لقد تم تدمير طائرة هيلوكوبتر في (كوبنهاجن) بصاروخ "ستينجر". وفاة ستة اشخاص. |
Birinci sınıf er Abby Sherman'ın destek bölüğü kamyonları bir roket atar tarafından vurulduğu sırada silah ve ikmal yardımı yapmak için müfrezemle buluşma noktasına doğru gidiyordu. | Open Subtitles | فرقة الملازم أول أبي شيرمن كانت متجهة الى رانديفوز مع فرقتي لتزودنا بالأسلحة والاحتياجات الأخرى كلما أصيبت شاحنة بصاروخ |
En çok hangi haritada, uh, roket atarla ilerledin? | Open Subtitles | أيّ خريطة تريدين أن تقذفيها أكثر بصاروخ المظلات ؟ |
O ise roket gemisiyle uzaya çıktı. | Open Subtitles | وهي ذهبت للفضاء الخارجي بصاروخ |
Tanrı aşkına! O bir roket tarafından vuruldu! | Open Subtitles | بحق المسيح لقد قصفت بصاروخ |
Khalid'in yerini öğrenmek istemenin sebebinin ona füze atmak olduğunu söylememiştin. | Open Subtitles | أنتِ لم تخبريني أنك تريدين معرفة أين كان خالد حتى تقذفينه بصاروخ |
Görev değişikliği olması, İngiliz vatandaşına füze saldırısı yapmamız daha doğrusu iki İngiliz ve bir ABD vatandaşına yapacak olmamız ve tüm bunların bir dost bölgesinde gerçekleşiyor olması gibi şartları göz önüne aldığım zaman en uygun adımın Dışişleri Bakanı'na danışmak olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | نظراً إلى الوضع ،وهو تغير المهمة إلى ضربة بصاروخ ،على عنصر بريطاني عنصرين بريطانيين ،وعنصر امريكي |
füze atıldığı gün Julia bana başka bir yol göstermişti. | Open Subtitles | جوليا) أرتني طريقًا آخر في) اليوم الذي ضُربنا فيه بصاروخ |
"Hiddetini alıp bahçeyi git ve bir rokete bağla." | Open Subtitles | امضي للحديقة، واربطها بصاروخ |
"Hiddetini alıp bahçeyi git ve bir rokete bağla." | Open Subtitles | امضي للحديقة واربطه بصاروخ |
"Hiddetini alıp bahçeyi git ve bir rokete bağla. | Open Subtitles | {\pos(192,210)}اذهب للحديقة واربطه بصاروخ |
General Kutyna'nın Titan programı 1989'da büyük casus uyduları fırlatmaya yeterli yeni bir roketle yenilendi. xxx | Open Subtitles | تم عودة مشروع "تيتان" للجنرال كوتينا في 1989 بصاروخ جديد قادر على إطلاق أقمار صناعية للتجسس |
NORAD, bir Rus uydusunun roketle vurulduğunu bildirdi. | Open Subtitles | "جرى تدمير ساتل روسي بصاروخ" |
- füzeyle vurulmuş çünkü fişekler ve dört karsı koruma mekanizması kapatılmış. | Open Subtitles | لقد قصفت بصاروخ لان الشعلات الضوئية و الأجراءات المضادة الاخرى لم تكن تعمل |
- Biri füzeyle bizi hedef alıyor. | Open Subtitles | ـ ثمة أحد يحاول إستهدافنا بصاروخ أرض جو |
Direkt olarak Hellfire füzesiyle vurulduktan sonra, evet. | Open Subtitles | نعم، بعد اصابة مباشرة بصاروخ "هيفاير". |