İyi arkadaşın Deuce Bigalow'a suçu yüklemek o kadar do zor olmayacaktır. | Open Subtitles | ليس صعبا ان الصق الجريمه بصديقك المفضل ديوس بيجلو. |
Eğer karına bağlı kalmak için arkadaşın Amiral'le telefon görüşmesi yapmayı seçtiysen o zaman garip değil. | Open Subtitles | إذا وجدت أن إتصالك بصديقك الأميرال سيساعدك فى بقاءك مخلصاً لزوجتك.. إذا هذا لن يكون غريباً |
Az önce dün akşam senin peşine düşen erkek arkadaşını gördüm. | Open Subtitles | انني التقيت للتو بصديقك الذى لاحقك الليلة الماضية |
Bütün gece burada oturmuş, senin erkek arkadaşını düşünüyorum. | Open Subtitles | الآن يبدو أنني سأقضي الليل كله أفكر بصديقك هذا |
Lütfen, bunu yapmana gerek yok. - arkadaşına zarar vermeyeceğiz. | Open Subtitles | أرجوك، لا يتوجّب علينا القيام بهذا لن نلحقَ الأذى بصديقك |
Bu moron seni terketti ve sen de eski dostun rahibi yanına çağırdın. | Open Subtitles | ذاك الأحمق قطع علاقته بك فإتصلت بصديقك القديم القس |
Amber'la olan yemeğimizi kaçırdığın için ben de yeni erkek arkadaşınla tanışmanın vaktinin geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | بما أنك لم تأتي للعشاء معي ومع أمبر في تلك الليلة، فكرت بأن الوقت أصبح مناسباً لكي ألتقي بصديقك الجديد |
Senin oyuncağın değilim senin ahbabın veya kız arkadaşın ya da gay ev arkadaşın değilim. | Open Subtitles | انا لست بلعبتك لست بصديقك, لست بصديقتك و انا لست برفيقك الشاذ |
rahat dur göt herif arkadaşın elimde... tamam sakin ol silahını uzaklaştır yoksa canın yanacak.. | Open Subtitles | اُخرج يا أحمق لقد أمسكت بصديقك إهدأ و أبعد سلاحك ما ستفعله هو أنك ستصاب |
Daha önce de çok kez belirttiğim gibi, ben senin arkadaşın değilim. | Open Subtitles | ..كما ذكرت مراراً وتكراراً أنا لست بصديقك |
Yakın arkadaşın Pete hakkında hikâye anlatma vakti neredeyse geldi. | Open Subtitles | اقترب الوقت ان تخبري القصة المتعلقة بصديقك المقرب بيت |
Tanımıyorum. Neyse, yeni arkadaşını daha çok sevdim. | Open Subtitles | لا لم اعرفها على اي حال انا معجبه بصديقك الجديد اكثر |
Şehir departmanındaki arkadaşını ara, bakalım sana ne söyleyecek. | Open Subtitles | اتصل بصديقك فى وزارة الخارجية لترى ما الذى يمكنه إخبارك به |
En iyi arkadaşını tutmayı becerebildiğini görüyorum. | Open Subtitles | أرى أنك نجحت في الإمساك بصديقك جيداً هنا |
Erkek arkadaşını düşündüğünden çok Ted'i düşünüyorsun. | Open Subtitles | لقد قضيت وقت أطول تفكرين في تيد من تفكيرك بصديقك |
Erkek arkadaşına bakıcılık ederken büyük maçtan önce ne yaptığını sor. | Open Subtitles | بينما تهتمين بصديقك إسأليه ماذا كان يفعل قبل المباراة الكبيرة |
Bu moron seni terketti ve sen de eski dostun rahibi yanına çağırdın. | Open Subtitles | ذاك الأحمق قطع علاقته بك فإتصلت بصديقك القديم القس |
Ve sen yoktun, çünkü eski erkek arkadaşınla flört etmekle meşguldün. | Open Subtitles | لم تكون موجودة لانك كنت مشغولة بالتغزل بصديقك السابق |
Bay Ed'in üzerinde. Ve bu da size arkadaşınız Ed Cook'tan bahsetmek istediğinizi hatırlatırdı. | TED | فوق مستر إيد وهذا سيذكرك بأنك تريد أن تعرف بصديقك إيد كووك |
Genç erkek arkadaşınızın dalgametresini tam yakalamışsınız. | Open Subtitles | لقد إلتقطت بشكل جيد لباس السباحة الخاص بصديقك. |
Eski dostuna. | Open Subtitles | ليس بصديقك القديم |
Koş marsık dostunun peşinden. Bu şehirdeki herkesin gözünde sen de onlardan birisin zaten! | Open Subtitles | إلحق بصديقك الكلب، لأن الجميع بهذه البلدة يقولون أنك أسود |
Hadi Moon. arkadaşının havuzlu evinde öylece saklanamazsın. | Open Subtitles | هيا، لا يمكنكَ الإختباء في غرفةِ المسبح الخاصةِ بصديقك |
Burada kal ve dostunla ilgilen. | Open Subtitles | أبق هنا و أعتنى بصديقك |
Arkadasin Burt'ü arayip siyah kart istedigimizi söylesene. | Open Subtitles | (لماذا لا تتصل بصديقك (بيرت و تخبره باننا بحاجة لبطاقة سوداء |