Aslında bu mektupta ölü kadının bizimle kendi sesiyle konuşuyor. | Open Subtitles | كذلك, هذا الخطاب , فى الحقيقة, كما لو كانت امرأة ميتة تتكلم بصوتها |
Çılgınca şeyler söyledi ve kendi sesiyle konuşmuyordu! | Open Subtitles | كانت تقول أشياء مجنونة ولم تكن تتكلم بصوتها الطبيعي |
Ama yakınlarda, insanların iradesini sesiyle bükebilen bir Asgardlı ile tecrübe yaşadım. | Open Subtitles | ولكنّي خُضت تجربة مؤخراً مع آزجاردية بإمكانها التحكم بإرادة الناس بصوتها. |
Kendimi hâlâ kötü hissediyorum. Sesinde bir arkadaşını görmenin neşesi vardı. | Open Subtitles | واليأس بصوتها بشأن رؤيتها لصديق |
Onun oyunu hiçbir zaman alamayacaksın. Bilmiyorum. | Open Subtitles | لن تدلي بصوتها لك |
Bir opera sanatçısının sesiyle bardağı kırması gibi bir şey işte. | Open Subtitles | مثل مغنية الأوبرا التى تكسر الزجاج بصوتها |
O küçük, güzel şey; biri ona nasıl yapacağını öğretmeye karar verirse sesiyle kafatasını parçalara ayırabilir. | Open Subtitles | تلك المخلوقة الصغيرة الجميلة قادرة على تهشيم جمجمتك بصوتها إذا قرر أحد ما تعليمها ذلك. |
Annesinin sesini taklit edip kendi sesiyle ona cevap veriyordu. | Open Subtitles | وتحدث الى نفسه بصوتها ويقوم بالرد عليها |
Herkes o tiz sesiyle çok şirin olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الجميع يظن أنها لطيفة بصوتها الحاد. |
Akustik sesiyle ve sakin haliyle bu İngiliz soul müzik sanatçısı yılın en iyi yenilerinden. | Open Subtitles | بصوتها العاري وأجوائها الهادئة فنجمة (السول) البريطانية من أفضل الجدد في هذا العام |
Bülbül gibi sesiyle beni baştan çıkarttı. | Open Subtitles | لقد أغرتني بصوتها الغنّاء |
Ve onun sesiyle konuşuyorum, | Open Subtitles | وأنا أتكلم الآن بصوتها |
Lis, şimdiden o güzel tehlikeli sesiyle aklımı başımdan aldı. | Open Subtitles | ليس) ، لقد جذبتني إليها بصوتها العذب) |
Sesinde çok acı var. | Open Subtitles | لديها الكثير من الألم بصوتها |