Robotu uzaktan kontrol ediyorlar, siz de sesli yönlendirme yapıyorosunuz. | TED | يسيطرون على روبوت بعيد، وأنت تقوم بتوجيه العمل بصوت عالٍ. |
Ve bunu yapmak için, halka açık çağrı yaparak konuşma, monolog, diyalog, şiir, sesli okunabilecek ve icra edilebilecek herhangi bir şey istediler. | TED | وللقيام بذلك، يضعون دعوة مفتوحة للعامة يطلبون الخطب، والمونولوجات، والحوارات، والقصائد، قصاصات من أي شيء يمكن أن تُقرأ بصوت عالٍ وتحاك لتصبح عرضاً. |
Sadece sesli düşünüyordum. Bu kadar kaba olman gerekmiyor. | Open Subtitles | كنت أفكر بصوت عالٍ فحسب، لاداعي أن تكون عدائية لهذه الدرجة |
Bu kapının ses geçirmez olduğunu sanmıyorum, yüksek sesle konuş. | Open Subtitles | أشك أن هذا الباب يعزل الصوت لذا تحدثي بصوت عالٍ |
Her girdiğin zaman bağırarak şifreni söylersen, tam olarakta kırdı sayılmaz. | Open Subtitles | هذا لايعدّ إختراقا عندما تقول كلمة سرّك بصوت عالٍ في كل مرّة تدخل |
Bu filmi daha önce gördük. Sana şunu söyleyeceğim. sesli söyle. | Open Subtitles | خضنا هذا النقاش سلفاً أنقذ شجرة، تكلم بصوت عالٍ |
sesli okudukları zaman karakterlere hayata verebilenler gibi. | Open Subtitles | هناك , أولئك الذين بقراءتهم بصوت عالٍ يستطيعون جلب الشخصيات للحياة |
Birkaç bölümü sesli okudum ve bir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد قرأت بضعة فصول بصوت عالٍ و لا شئ حدث |
Burada sesli konuşmak iyi bir fikir değildir. | Open Subtitles | التحدّث بصوت عالٍ ليس بفكرة صائبة إطلاقاً. |
Aslında, sadece sesli düşünüyordum, ...ama önerimi pek hoş karşılamadı. | Open Subtitles | بأمانه لقد كنت أفكر بصوت عالٍ ولكن الإقتراح لم ينتهى بشكل جيد |
Bu soruyu sesli duymaktan ne kadar zevk aldığımı hiç fark etmemiştim. | Open Subtitles | أتعلمين؟ لم أدرك من قبل كم من الممتع الاستماع لذك السؤال و هو يطرح بصوت عالٍ |
Daha önce sesli bir şekilde söylemediğimize inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يُمكنني التصديق أننا قلنا هذا .بصوت عالٍ من قبل |
Girdiğin numaraları sesli olarak okuyor. | Open Subtitles | يقرأ الأرقام بصوت عالٍ أثناء إدخالك إياها |
Biraz yüksek sesli oldu ama tamam. | Open Subtitles | هذا بصوت عالٍ قليلاً ؛ و لكن لا بأس مستعدون |
Öyle görünüyor ki şehirde bir toplantı var ve incelememi sesli bir şekilde okumamı istiyorlar. | Open Subtitles | على مايبدو, يوجد بعض الاتفاقيات في المدينة, ثم يريدونني أن اقرأ مقالي بصوت عالٍ في البهو. |
Benim bir şeyleri sesli okumam hakkında bir şey söylemediler, değil mi? | Open Subtitles | لم يذكر أحد أي شيء عني اقرأ أي شيء بصوت عالٍ, أليس كذلك؟ |
Güldüğünde, çok yüksek sesle gülüyordu yangın merdivenindeki güvercinleri korkutuyordu. Ve dördü hep beraber parkın yakınındaki evde yaşıyorlardı. | TED | عندما كان يضحك كان يضحك بصوت عالٍ حتي أنه يُفزع الحمَام على سلم الطوارئ. عاش أربعتهم في هذا المنزل المجاور للحديقة. |
Kız da boyuna mastürbasyon yapıyor. Çok ses çıkarıyor. | Open Subtitles | كما أن الفتاة لا تنفك عن الإستمناء بصوت عالٍ |
Fazla bir şey söylemedi ama bağırarak söyledi | Open Subtitles | لم تقل الكثير . ولكنها قالته بصوت عالٍ |
Bazen çatıdan düşen bir kiremit sesi ve onun Gürültülü bir şekilde kırılışı duyulur. | Open Subtitles | وأحياناً يمكن سماع صوت بعض القرميد الذي يسقط من على السقف ويتحطم بصوت عالٍ |