Ailemiz arabada bekliyor. Bizi birkaç şey almak için gönderdiler. | Open Subtitles | والداي في السيّارة بالخارج وقد أرسلانا لإحضار بضعة أغراض |
Merhumun birkaç hafta önce kaybolduğunu rapor ettiği birkaç şey bir çift iç çamaşırı bulduk. | Open Subtitles | من بين بضعة أغراض أبلغت الفقيدة عن فقدانها الإسبوع الماضي... وجدنا هذين السروالين التحتيين النسائيين |
Doğrulamanı istediğim birkaç şey var. | Open Subtitles | وثمة بضعة أغراض أردت تأكيدك عليها |
Hayır, sadece, Jolly Roger'dan birkaç şey alıyordum. | Open Subtitles | لا، إنّما كنت أجلب بضعة أغراض مِنْ "جولي روجر" |
Acelemiz var ya. birkaç şey almam lazım sadece. | Open Subtitles | يجدر بي جلب بضعة أغراض |
Sadece birkaç şey... | Open Subtitles | -أجل، فقط بضعة أغراض |