Bakmamız lazım gelen şey: Bizim 7 Milyar insan için sürdürülebilir bir biçimde nasıl beslediğimiz, tedavi ettiğimiz, eğittiğimiz, ulaştırdığımız, haberleştirdiğimiz. | TED | مايجب أن نهتم له هو كيف نوفر الطعام، والعلاج، والتعليم، ووسائل النقل والاتصالات لسبعة مليار نسمة بطريقة مستدامة. |
Yurtdışında sürdürülebilir, sağlam, etik ve ahlaklı yatırımlar yapmalıyız. | TED | بالطبع. متميزة. نحتاج إلى الاستثمار وراء البحار بطريقة مستدامة وأخلاقية ومسؤولة. |
Çünkü günde 4 dolarla yaşıyorsanız, hayatta kalmak için yaşıyorsunuzdur ve sürdürülebilir olmanız gerekir. | TED | بل أنك عندما تعيش على ٤ دولارات في اليوم فأنت تعيش على مستوى الحد الأدنى للبقاء ويجب عليك أن تعمل بطريقة مستدامة. |
Green New Deal kendimizi sürdürülebilir ve adil bir geleceğe taşıyabilmemiz için bir çerçeve oluşturmakta. | TED | إن الاتفاقية البيئية الجديدة هي الإطار الذي يبين لنا كيفية الانتقال للمستقبل بطريقة مستدامة ومتكافئة. |
İşte bu, canlı maddelerin kendi kaynaklarının büyük bölümünü üretmek için kullandıkları sürdürülebilir bir yöntemdir. | TED | وهذه هي الطريقة التي عبرها تحقق المواد الحية أقصى استفادة من مواردها المحلية بطريقة مستدامة. |
Eğer böylesine güvenilir bir bilgiye ve bunu kullanabilecek doğru sistemlere sahipsek ürünleri sürdürülebilir ve etik yollarla üreterek doğru şeyi yapanları tüketiciler destekleyecektir. | TED | إذا كانت لدينا معلومات فعّالة وموثوقة كهذه والأنظمة المناسبة التي تستخدمها بشكل فعال. فإن المستهلكين سوف يدعمون أولئك الذين يفعلون الصواب من خلال إنتاج المنتجات بطريقة مستدامة وأخلاقية. |