ويكيبيديا

    "بعاطفة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tutkuyla
        
    • duygusal
        
    • sevgiyle
        
    • şefkatle
        
    • tutku
        
    • duyguyla
        
    Sürekli artan bir tutkuyla sonuna kadar savaştı. Yolsuzluk ve yoksullukla mücadelede yalnızca hükümet yetkililerinin dürüst olmasının yetmeyeceğine vatandaşların da seslerini duyurmak için kenetlenmesi gerektiğine inanıyordu. TED لقد حارب حتى النهاية، بعاطفة جياشة في مكافحة الفساد والفقر، لا يلزم فقط أن يكون المسئولون الحكوميون صادقين، يجب على المواطنين أن يساندوا بعضهم لجعل أصواتهم مسموعة.
    Sonra ona tutkuyla bakıyorsun sonra- Endişelenme, öpmeyeceğim. Open Subtitles وتنظرين إليها بعاطفة معاناة لا تقلقي لن أقبلك
    Şu an katatonik bir durumda olan annesinin eskiden yaşattığı psikolojik travma yüzünden çaresizlik hissine dayanamayan duygusal gelişimini tamamlayamamış bir çocuk. Open Subtitles تتصرف بعاطفة فتى لا يمكنه تحمل شعوره بالعجز لأنه عجزه يذكره بصدمتة النفسية والتى عانى منها بسبب أمه المشلولة
    "Nomi 12 yaşındaki birinin duygusal derinliğiyle şarkı söylüyor." Open Subtitles "نعومي تغني بعاطفة طفل في الثانية عشر. "
    Söyledim... ondan... bazen büyük bir sevgiyle bahsettiğini. Open Subtitles لقد أخبرتها أنّك.. من فترة لأخرى تتكلّم عنها بعاطفة عارمة
    "Bay Dixon aile evinden büyük bir hayranlık ve sevgiyle bahsediyor. Open Subtitles "سيد ديكسون يتكلم عن منزل عائلته بعاطفة رقيقة واحترام"
    Kalbim kırık, çünkü ona sadece saf bir şefkatle bakıyorum. Open Subtitles أنا مفطور القلب, لأنني أنظر إليها بعاطفة نقية
    Başka birine karsı böyle bir tutku hissettiğim için Alice'le evli kalamayacağımı biliyordum. Open Subtitles أدركت أنني لا يمكن أبدا ان ابقى متزوجا بـ آليس اذا كنت اشعر بعاطفة كهذه لشخص آخر
    Tarihçi olarak çalışırken çok sık hissettiğim bir duyguyla bitirmek istiyorum. TED أريد أن أختم حديثي بعاطفة غالبًا ما أشعر بها أثناء عملي كمؤرخة.
    tutkuyla bağlandığı kadın... gitmeyi düşünüyor. Open Subtitles اذا, فالمرأة التى احبها بعاطفة... كانت تُفكِر فى المُغادرة.
    O adam keder ve tutkuyla öylesine yanıp tutuşuyor ki düşüncesizleşip duyarsızlaşıyor bile. Open Subtitles ذلك الرجل عانى كثيرا... بعاطفة جياشه، وأصبح متسرعا،
    Ve senin onları kutsadığın gibi tutkuyla oynamalarını istiyoruz. Open Subtitles ويلعبون بعاطفة كما أنعمت عليهم
    O yüzden sahip olduğun her normal, duygusal tepkiyi bir kenara kaldırmalısın. Open Subtitles لذا علينا التفكير بعقلانية وليس بعاطفة.
    duygusal davranmaya gerek yok, hanımefendi. Open Subtitles لا حاجة إلى تتعاملي مع الوضع بعاطفة
    O duygusal konuşmalar yapabilir. Open Subtitles صدقيني أنه قد يتكلم بعاطفة
    Ama seni her daim büyük bir sevgiyle düşüneceğim ve senin için en iyisini dileyeceğim. Open Subtitles ولكنني سأفكر بك دائماً بعاطفة كبيرة -ولا أتمنى لك إلا الأفضل
    En azından Becca senden bahsediyor. Karmaşık bir şefkatle. Becca mı? Open Subtitles على الأقل، تتكلّم (بيكا) باستمرار عنك بعاطفة غريبة
    Babanıza söyleyin 100.000 dönümlük arazileri olan düşesleri şefkatle eğlendirdim ve soyağaçları Charlemagne'ye dayanıyor. Open Subtitles أخبري والدكِ أنني ... تسليتُ بعاطفة دوقات يملكن مائة ألف فدان (و الأنساب التي تعود إلى (شارلمان
    Hiç gerçek zapt edilemez bir tutku hissettin mi? Open Subtitles هل شعرت أبدا بعاطفة حقيقية و عاصفة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد