Hayır, "kanser" kelimesini duyunca senin bir çeşit öcü olduğunu düşünüyor onlar. | Open Subtitles | لا، هم يسمعون كلمة سرطان ومن ثم يظنونك بعبع |
Doğu Avrupalılar herkese öcü gözüyle bakarlar. | Open Subtitles | آه، هؤلاء الرجال أوروبا الشرقية اعتقد الجميع على بعبع. |
Yani, bulana kadar, bu sadece öcü olarak kalacak. | Open Subtitles | أعني حتى نستطيع ذلك الشيء سيصبح بعبع |
öcü adamdı. | Open Subtitles | هل كان بعبع أطفال؟ |
Bir gazetede senin için DC'nin Avrofobik Khaleesi'si demişler. | Open Subtitles | بَعْض الصحف تدعوك بعبع أوروبا مِنْ واشنطن. |
Gerçek bir öcü gibi... "Bir...iki... | Open Subtitles | كأنه صوت بعبع قادم اليك |
Roman'ın adamları için bir öcü. | Open Subtitles | بعبع للرجال الروماني |
- Cucuy Meksika'da öcü demek. | Open Subtitles | "البعبع" إنّه "بعبع" مكسيكي |
- Cucuy Meksika'da öcü demek. | Open Subtitles | (البعبع)، هو (بعبع) مكسيكي |
Benim bir çeşit öcü olduğumu söylemiştir. | Open Subtitles | أننينوعًاما ... (بوجي مان). بعبع. |
Peşimizde bir öcü var. | Open Subtitles | هناك بعبع آتٍ. |