Herşey için müteşekkirim, sen hala adalet sistemine mi inanıyorsun, Jack, fakat herkes rüşvetle, kuralları esnetir. | Open Subtitles | أنا أقدر ذلك بعد كل شيء، انت لا تزال تؤمن بعدالة النظام ، جاك، لكن الجميع ينحنوا عن القواعد عندما يدفع |
Ve yaptıkları adalet tarafından değerlendirilirken onun yaşamına da herhangi bir insanın hayatına olduğu gibi | Open Subtitles | و بينما أن أفعاله يجب أن تُحاكم بعدالة حياته مثل أي حياة بشريّة أخرى |
ve yönetici konumunda olduğumuzda adaleti ve yasaları nasıl uygulayacağımızın kılavuzudur | Open Subtitles | او ماذا علينا ان نفعل اذا كنا فى موقع السلطة فى كيفية تطبيق القانون بعدالة |
- Buna mı Koloni adaleti diyorsunuz? | Open Subtitles | هل هذا ما تدعينه بعدالة المُستعمرات ؟ |
Adil savaşmadın ama görevini anlayıp, yerine getirdin. | Open Subtitles | أنت لم تحارب بعدالة إنما رأيت واجبك وقد فعلت ذلك |
Ünlü sözü, "Bir avuç cahil yabani adilce devlet yönetebiliyorsa o zaman biz de aynısını yapmalıyız" Amerikan demokrasisinin temeli olmuştur. | Open Subtitles | إقتباسهالشهير"لوأنثلةًمنالمستهترينالمخربين " " سيحكمون بعدالة " " إذاً نحن نستطيع فعل الأمر ذاته " |
İyi dinle Ciro, ben artık insanoğlunun adaletine inanmıyorum. | Open Subtitles | لسوء الحظ لا أؤمن بعدالة الناس |
Vivian Hill ve ailesi için hızlı bir adalet sözü veriyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعد بعدالة سريعة لـ (فيفيان هيل) وعائلتها. |
Birkaçının yaptığı hata yüzünden halkımı yok etmek adalet değildir. | Open Subtitles | -قتل قومي جرّاء جرائم قلّة ليس بعدالة |
Asıl mesele, bir genç kız için adaleti sağlamak ve hâlâ bekleyişte olan aile için de cevap bulmaktır. | Open Subtitles | هذا منوطٌ... بعدالة فتاة شابة و بعائلتها التي ما زالت تريد إيضاحات. |
Sokak adaleti dağıtılmış olabilir, | Open Subtitles | المهتمين بعدالة الشارع تعاملوا |
Hadi Adil oyna. Uçaktaki kızla konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | هيا العبي بعدالة الفتاة التي على الطائرة لابد أن أتحدث معها |
O hesapta ne kadar olduğunu bilmeden parayı Adil dağıtamam. | Open Subtitles | لا أستطيع توزيع المال بعدالة حتى أعرف كم المبلغ الذي يخفونه |
Uyarayım ama. Adil dövüşmem. O yüzden bunları getirdim. | Open Subtitles | أحذرك، لن أقاتل بعدالة رغم هذا لهذا السبب أحضرت هذه |
Baba adilce yargılasın. | Open Subtitles | ربما يحكم عيه "الأب" بعدالة |
Donanma'nın adaletine herkeslerden daha çok inanan biriydi. | Open Subtitles | إنه يؤمن أكثر من أى شخص بعدالة البحريه! |