Alıcının içine yerleşmiş bir peptid hücreyi Pek çok açıdan değiştirir. | Open Subtitles | المستقبل الذي يحوي البيبتيداس داخله يغيّر الخلية بعدة طرق |
Çocuğum falan yok ama Pek çok açıdan bana çocuk sahibi olmanın ne demek olduğunu gösterip durdun. | Open Subtitles | والآن، أنا لست أبًا لكن بعدة طرق أريتني كيف يكون شعور |
Aslında başıma gelen bir çok şey arasında en kötüsü de buydu, çünkü işe yaramıyor olamazdı. | TED | وهذا كان اسوأ حتى من كل شيء حدث بعدة طرق حتى الان لانه لم يكن ممكنا تحقيقها |
Bu arada, stres hormonları bağışıklık hücrelerini bir çok değişik yolla etkiler. | TED | في الوقت ذاته، تؤثر هرمونات التوتر على الخلايا المناعية بعدة طرق. |
Diyelim ki ben çok şanslıyım ve bir sürü şekilde kutsanmışım. | Open Subtitles | دعنا نقول أنى محظوظ وأنا محبوب بعدة طرق |
Ürünlerini birçok yönden formüle edecekleri konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد اتفقوا على إعادة صياغة الأطعمة بعدة طرق |
Ama demeye çalıştığım bu aşırı tutucu Müslüman hareketlere meydan okumalıyız çünkü insan haklarına bir tehditler çoğunlukta Müslüman yerlere karşı ve bunu değişik şekillerde yapıyorlar, en belirgin olanı sivillere direkt saldırılarla bunları yapan silahlı gruplar tarafından. | TED | ما أقوله هو أننا يجب أن نتحدى هذه الحركات الأصولية الإسلامية لأنها تهدد حقوق الإنسان من خلال استغلال الغالبية المسلمة، ويفعلون ذلك بعدة طرق مختلفة، أوضحها هو الهجوم المباشر على المواطنين من طرف المجموعات المسلحة التي تتبنى هذه العلميات. |
tabi ki birçok yolla olabilir. | TED | يمكن أن يتم بعدة طرق المختلفة ، بطبيعة الحال. |
Bu konuşmada beni ilgilendiren şey arabalar. Otomobiller kullandığınız şeyler olabilir, ama arabalar; biz neysek onlar da o, pek çok yönden. | TED | ما يهمني في هذا الحديث هي السيارات. الآلات هي ربما الأشياء التي نستخدمها, و لكن السيارات هي من نحن, بعدة طرق. |
Beni Pek çok açıdan kurtardınız. | Open Subtitles | أنت أنقذتيني بعدة طرق وبأكثر من وسيلة |
ücret performansı, bant genişliği, bir çok farklı kablolu kablosuz iletişim ölçümü kapasitesi, üstel bir biçimde büyüyor. | TED | الأداء السعري، عرض النطاق ، سعة الإتصالات مقاسة بعدة طرق مختلفة؛ سلكي ، و لاسلكي كلها تنمو أسيا. |
Kahve bir çok şekilde öğütülebilinir, ...ancak bunu en doğru şekilde yapman gerekli. | Open Subtitles | الأن القهوة يمكن ان تحضّر بعدة طرق ...لكن عليك ان تختار الطريقة الصحيحة |
Hayatım bir çok yönden, bir plan dahilinde ve bir sonraki harika maceram için hazırlanmakla geçti. | Open Subtitles | بعدة طرق , اعتقد ان حياتي مخطط لها لذا قد اكون مستعد لما سيصبح مغامرتي العظيمة |
Sana bir sürü şekilde yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | قد أخدمك بعدة طرق |
Doğru da -- siz, her ne kadar bir topluluk olarak birçok yönden özel olsanız da, verdiğim doğru örnekleri almama hususunda tamamen tipiksiniz. | TED | وصحيح ايضاً -- ورغماً، عن أنكم كنخبة، متميزون بعدة طرق خاصة، فأنتم متطابقون كلياً في عدم فهم الأمثلة التي أعطيتها لكم سابقاً. |
Tüm bu materyalist hallerine rağmen Maeby birçok yönden hala bir çocuktu. | Open Subtitles | على الرغم من عقلانيتها ما زالت (مايبي) طفلة بعدة طرق |
Çok farklı şekillerde travma geçirdi. | TED | قد تعرض لصدمات شديدة بعدة طرق مختلفة. |
Bunu birçok yolla yapıyoruz, birçok hastaneyle çalışıyoruz. | TED | ونحن نفعل ذلك بعدة طرق. نحن نعمل مع عدة مستشفيات |