"بعدين" - ترجمة من عربي إلى تركي

• iki boyutlu
• uzak
• uzaklaşmış

Şimdi inşa ettiğimiz bir dizi projeyi size göstereceğim; tek boyutlu, iki boyutlu, üç boyutlu ve hatta dört boyutlu sistemler.
الآن سأريكم بعض المشاريع التي قمت ببنائها، أنطمة ذو بعد واحد و بعدين و ثلاثة أبعاد وحتّى أنظمة ذو أربعة أبعاد.

İki boyutlular, deniz yüzeyi sıcaklığının bu güzel iki boyutlu görüntüsü gibi.
نظرة ذات بعدين كهذه الصورة الجميلة الثنائية البعد المبينةِ لحرارة سطح البحر.

Bunlar iki boyutlu robotlar ve kurallar, fakat üç boyutlu robotlar ve kurallar da düşünebiliriz.
تلك هي الآليات والقوانين في بعدين ولكن يمكننا أيضا التفكير ف الآليات والقوانين بأبعادٍ ثلاثة

Kameradan uzak durun diye kaç kere söylemem lazım?
كم مرة يجب أن أخبركم بهذا ؟ أن تبقوا بعدين عن تلك الكاميرا اللعينة

O zaman kurarız ve patlayana kadar da yeterince uzaklaşmış oluruz.
بمقدورنا تفجيرها متى شئنا , احرص ان نكون بعدين جدا

Koltuk iki boyutlu bir dünyada yer çekiminin onu bastırmasıyla işe yarar, değil mi?
مقعد يعمل في عالم ذي بعدين حيث الجاذبية تنفجر للأسفل على هذا المقعد، حسنا؟

Dolasıyla, eğer geçmişe gidersek, bu yaşam ağacının iki boyutlu modeli.
لذلك اذا رجعنا، هذه شجرة حياة نموذجي ذي بعدين.

Ama ne yazık ki, iki boyutlu zamanın gerçek olduğunu kanıtlamak bir sonraki imkansız şey olacaktır.
لكن لسوء الحظ حقيقة إثبات و جود بعدين للزمان

-Sincaplar iki boyutlu muydu, yoksa üç...
والآن، أكان القندس ذا بعدين أم ثلاثة؟ ثلاثة.

Sanırım yapabilirim, ama neden? Ekranda iki boyutlu.
انها صوره ذات بعدين على الشاشه

Bilgisayarınıza bağladığınızda sadece iki boyutlu bir kağıt sayfası üzerine baskı yapmak yerine gerçek, fiziksel üç boyutlu objeler yapmaktadır.
- راب هي طابعة ثلاثية الأبعاد هذا يعني أنها طابعة تقوم بوصلها بالحاسوب وعوضاً عن عمل ورقة ذات بعدين مع قالب محدد

Pencerelerden ve cam kapılardan uzak durmalısınız.
يجب أن تبقو بعدين عن النوافذ والابواب الزُجاجية

Sen ve adamların bu kasabadan uzak duracaksınız.
انت ورجالك تبقوا بعدين عن هذه المدينة

Sınıra dört kilometreden uzak olamayız.
لسنا بعدين عن الحدود

Herkesi uzak tutmak için.
لكي يبقوا الجميع بعدين

Ama, onlar anlayana kadar biz yeterince uzaklaşmış oluruz.
و لكننا ستكون بعدين مسافة كافية