Fred Jansen: Dünya benzeri dış gezegenlerin yörüngesine bakacak teknolojiye giden yolun yarısından bahsettiniz. henüz oraya ulaşamadık. | TED | فريد يانسن: ذكرتِ في منتصف الطريق أن التكنولوجيا إلى الأن لم تحصل بعدُ على صورة طيف لكوكب خارجي يشبه الأرض |
Bir gün, tükenecekler ve henüz onların yerini alacak etkili bir keşif yapmadık. | TED | فيوماً ما، وبكلّ بساطةٍ ستَنفذ، ولم نكتشف لبعضها بعدُ بدائلَ فعّالة. |
henüz dinozorlar yok; sadece bu saçaklarda gizlenen birkaç çift küçük memeliler var. | TED | لا يوجد ديناصورات بعدُ فهناك فقط هذا المكان الثقيل والقذر والضحل رفقة زوجان من الثدييات الصغيرة مختبئة في أطرافه. |
Bunlar, bunlar da henüz listeye girmemiş Lordlar. | Open Subtitles | حسناً, هنا قائمة باللوردات التي لم يُعرف بعدُ من قتلهم |
Bak, biz birbirimiz için yaratılmışız. Tabii o henüz bunu bilmiyor. | Open Subtitles | قُـدِّر لنـا أن نكون معـا إنهـا لا تعلم ذلك بعدُ |
Solo ameliyat için bir karar vermedim henüz ama böyle öğretmeye devam edersen benim tek favorim olursun. | Open Subtitles | لم أتّخذ بعدُ قراراً فيما يخصُّ الجراحةَ المنفردة لكنّكِ لو حافظتِ على أسلوبكِ التعليميّ هذا، فستكونينَ أولى خياراتي |
Ve henüz, koridorlarda acil arabasını benim için çekecek bir araç icat etmediler. | Open Subtitles | ولم يُختَرَع بعدُ جرّارُ انهيارٍ يمكنني قيادتهُ باندفاعٍ عبرَ الممرّات |
Ancak tür olarak henüz bu aşamada değiliz. | TED | لكننا لم نصل بعدُ إلى هناك كجنس بشري. |
Bu arada henüz suratımı görmedi. | Open Subtitles | إلى جانب أنها لمم ترَ وجهك بعدُ |
Hepimiz buradayız. Yani henüz başarısız olmuş sayılmayız. | Open Subtitles | مازلنا جميعا هنا ، لذا لم تُخفقي بعدُ |
Bu arada henüz suratımı görmedi. | Open Subtitles | إلى جانب أنها لمم ترَ وجهك بعدُ |
henüz Roy'da değerli ve a sil bir şey bulamamamız ona yeterince iyi bakmamamızdan kaynaklanıyor.. | Open Subtitles | إن كنّا لم نعثر بعدُ على جانبٍ جيّد و نبيل في شخص (روي) فهذا يعني بأنّنا لم نُنقّب كفاية في أعماق شخصه |
henüz okumaya hazır olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أني جاهز لقراءته بعدُ. |
Oğlun seni henüz almamıştı bile. | Open Subtitles | . إنّ ابنك لم يقلّك بعدُ حتّى |
Kocacığım, henüz hazır değilim. | Open Subtitles | لستُ جاهزةً لك بعدُ يا زوجي |
Araba kullanmaya henüz hazır değilim. | Open Subtitles | -أخشى أنني ما تعلّمت بعدُ كيفيّة القيادة . |
henüz burada değildim o zamanlar. | Open Subtitles | لمْ أكن هُناك بعدُ. |
(Gülüşmeler) Robot henüz insanların değer yargılarını tam olarak kullanmayı öğrenemediğinden, kedinin duygusal değerinin, kedinin besin değerinden daha ağır bastığını anlamıyor. | TED | (ضحك) لكنّه لم يتعلّم بعدُ قِيَمَكُم الإنسانيّة جيّداً لذا لن يفهم بأنَّ القيمة العاطفيّة للقطّةِ تفوقُ قيمتها الغذائيّة. |
- henüz bitirmedim. | Open Subtitles | -لم أُكمل حديثي بعدُ |
henüz değil. | Open Subtitles | ليسَ بعدُ. |