İlişkimi nasıl yaşayacağım konusunda başka insanların fikir yürütmesini istemem. | Open Subtitles | لا اريد القانون يصنع حكماَ عما علي فعله بعلاقتي |
Cate'le ayrıldınız, üzgünsün ama Lux'la olan ilişkimi baltalayarak bunun acısını benden çıkaramazsın. | Open Subtitles | علاقتك بكايت ، تحطمت أنت غاضب ، ولكنك لا تستطيع أنت تنتقم مني بعلاقتي مع لوكس |
Açıkçası annemin, onunla ciddi bir ilişkim olduğunu kabullenmesi biraz zaman aldı. | Open Subtitles | بالتأكيد أخذت أمي فترة لتعتاد على فكرة أنني جاد بعلاقتي معها، لكن... |
Tam ifade vermeye de hazırım senatörle ilişkim hakkında. | Open Subtitles | و وسأكون مستعداً لان ادلي بشهادتي بعلاقتي مع السيناتور |
En az annemle evliliğin kadar değerli olan 8 yıllık ilişkimin değerini sen anlayana kadar sevdiğim kadını hüsrana uğrattığım için kalbimin kırık olduğunu farketmene kadar, belki de sen de annemin kalbini aynı şekilde kırmıştın, işte o zamana kadar söylecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | وحتى تعترف بعلاقتي ثماني سنوات كانت ذات مغزى كما زواجك بامي وحتى تفهم أن قلبي محطم لأني خيبت ظن المرأة التي أحب |
Hal böyleyken, onunla ilişkimin Mary'e neasıl yardımı olabileceğini düşün. | Open Subtitles | فكر بعلاقتي معها مااالذي ستعنيه لماري |
Senden hoşlanmıyorum. Ailenden hoşlanmıyorum. Benim ilişkime karışmandan da hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا أطيقك، لا أنت ولا أسرتك، ولا عبثك بعلاقتي العاطفيّة. |
Çünkü onunla olan ilişkimle çok ilgileniyorsun ve benim sana gelmemdeki en büyük sebep benim tanıdıklarımı tanımıyor olacağını sanmamdı. | Open Subtitles | لأنك تبدو مهتم حقاً بعلاقتي معها والسبب الرئيسي الذي جئت إليك كان لأني لم أظن |
Birdenbire, Roberto Cavalli kıyafetini elimde tutmaya çalışırken ilişkimi çöpe attığımı farkettim. | Open Subtitles | عندها أدركت أنني أتمسك بثوب "روبرت كافالي" و أضحي بعلاقتي |
Böyle bir adamla olan ilişkimi nasıl açıklayabilirdim? | Open Subtitles | كيف أستطيع إخبارك بعلاقتي بشخص كهذا؟ |
İsteyerek yapmadım. Ben... Kızımla olan ilişkimi tehlikeye attım. | Open Subtitles | لمْ أرغب بذلك وقد خاطرت بعلاقتي معها |
Bakuto'yu evime getirmen, bana karşı cephe alman aklıma kendi babamla olan ilişkimi getirdi. | Open Subtitles | بإحضارك "باكوتو" إلى بيتي والوقوف ضدي ذكرني بعلاقتي بأبي |
Sence, Steven ne yapardı eğer David'le ilişkimi öğrenseydi? | Open Subtitles | ماذا تعتقد بأن (ستيفن) سيفعل إذا ما علم بعلاقتي بـ (ديفيد)؟ |
Kızımla olan ilişkimi mi sorguluyorsun? | Open Subtitles | هل تشكك بعلاقتي مع ابنتي ؟ |
Ne yazık ki, benim büro ile olan ilişkim hakkındaki bildiklerin... ..sen, ailen ve benim için tehlike arz ediyor. | Open Subtitles | لكن لسوء الحظ فمعرفتك بعلاقتي بالمكتب الفيدرالي أمر خطير في حد ذاته بالنسبة لكِ ولعائلتك ولي |
Ayrıca ilişkim olduğunu da söyledin. | Open Subtitles | أخبرتها أيضاً بعلاقتي |
Biliyor musun, son bir kaç haftadır, Emily ile benim ilişkim hakkında lanet bir fikrin bile yok. | Open Subtitles | خلال االأسبوعين الماضيين (لم تظهري أيّ اهتمام بعلاقتي مع (إميلي |
Riley ile kısa mesaj ilişkimin başlıklarını. | Open Subtitles | أبرز الرسائل بعلاقتي النصيّة الموجزة بـ(رايلي). |
Bunun temelleri annemle olan ilişkime kadar uzanıyor olabilir. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا له علاقه بعلاقتي مع أمي أتفهم هذا |
Çünkü ben yasal ve kişisel sebeplerden bütün konuşmalarımı kaydederim ki Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yle olan ilişkimle hiç bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لأنني سجلت كل المحادثات لأسباب قانونية وشخصيّة والتّي ليس لديها علاقة بعلاقتي |