Daha derine inmen gerek ona karşı kullanabileceğimiz uygun bir şey var mı bak bakalım. | Open Subtitles | ، أحتاج منك للبحث بعمق أكثر فلترى ما إذا كان بإمكانك إيجاد شيء قانوني يُمكننا إستخدامه ضده |
Ve bulduğunuz şey şu, biraz Daha derine bakarsanız, insanların-- olan şey şu-- insanlar işe gidiyor, ve basitçe iş günlerini bir seri iş anları ile değiştiriyorlar. Ofiste olan şey bu. | TED | ما ستجده إذا فكرت بعمق أكثر قليلا , تجد أن الناس .. ما يحدث هو .. الناس يذهبون لأعمالهم وانهم في الأساس يتاجرون في يوم عملهم بلسلسلة من لحظات العمل. هذا ما يحدث في المكتب. |
Bak. Daha derine. | Open Subtitles | أنظر , بعمق أكثر |
Ben de daha derin araştırma yapabileceğim bir yere gideyim. | Open Subtitles | وأنا سأذهب إلى مكان آخر يمكنني البحث فيه بعمق أكثر |
StoryCorps'a, o an hissetiğimden daha derin inanamıyacağımı düşündüm. Bu kayıtları yapmanın önemini ancak o zaman, tümüyle ve tüm duygularımla kavradım. | TED | و أدركت أنني أعجز عن الإيمان بستوريكوربس بعمق أكثر مما فعلت. وفي تلك اللحظة فقط أدركت تماما وبعمق أهمية هذه التسجيلات. |
Biraz daha derinlere inmelisin. | Open Subtitles | علَيّ الحفر بعمق أكثر |
O küçük arı, kimsenin yapmadığı kadar derin bir yara açmıştı kalbinde. | Open Subtitles | الخطّه جرحته بعمق أكثر من أي شخص آخر يمكن أن يجرحه |
O küçük arı, kimsenin yapmadığı kadar derin bir yara açmıştı kalbinde. | Open Subtitles | الخطّه جرحته بعمق أكثر من أي شخص آخر يمكن أن يجرحه |
- Daha derine in. | Open Subtitles | -أدخل بعمق أكثر. |
24 metreden daha derin ve her yıl 7 santimetre daha derinleşiyor. | Open Subtitles | إنه بعمق أكثر من 80 قدماً، ويتوسّع 3 إنشات كل عام. |
Bu denediğimiz üçüncüsü ve hiçbiri işe yaramadı. daha derin. daha derin kesmelisin. | Open Subtitles | هذا ثالث شخص نقوم بالتجربة عليه, لكن الامر لا يُفلح. أعمق, يجب أن تغرزها بعمق أكثر. |