İşini iyi yapıyorsun, o yüzden ortalıkta olmaman büyük bir sorun olacaktır. | Open Subtitles | أنت تقوم بعمل جيد و سوف تكون مشكلة كبيرة إذا لم تكن هنا |
Bunu anlarım çünkü işini iyi yapsaydı... ..şu an oda inanılmayacak kadar kokuyor olmazdı hala. | Open Subtitles | إنها لا تقوم بعمل جيد فعلاً لأن رائحة مكتبي لاتزال خانقة |
Konu ne olursa olsun, siz çocuklar harika iş çıkarıyorsunuz. | Open Subtitles | على أية حال أنا أرى بأنكم يا شباب تقومون بعمل جيد هنا |
aferin sana. İyi iş çıkardın. | Open Subtitles | أحسنت عملاً , لقد قمت بعمل جيد , أجل , أجل |
Kadın: Çok genç de olsalar harika bir iş çıkardılar. | TED | امرأة:مع أنهم لا زالوا صغاراً, إلا أنهم قاموا بعمل جيد. |
- İyi iş çıkardın. Kadın iyi görünüyor. - Teşekkürler. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل جيد عليها , تبدو جيدة شكراً |
Kim... bu yaraya kim pansuman yapmışsa güzel iş çıkarmış gerçekten güzel iş. | Open Subtitles | مهما كان من عالج هذا الجرح فقد قام بعمل جيد. عمل حقيقى رائع. |
Belden aşağısı tutmadığından işini iyi yapıp yapmadığını asla anlayamıyorsun. | Open Subtitles | إنه مشلول من أسفل الخصر لذا لا تعلم أبداً إذا كنت تقوم بعمل جيد |
Bütün olayın işini iyi yapmak olmadığını anlamıyor. | Open Subtitles | لا يفهم بأن القيام بعمل جيد ليس الوظيفة بأكملها |
İşini iyi yapıp yapmadığı konusunda ne düşündüğümü öğrenmek istedi. | Open Subtitles | انه يريد أن يعلم اذا كنت أعتقد أنه يقوم بعمل جيد |
Doktorun burun direğini düzeltmede harika iş çıkarmış. | Open Subtitles | دكتورك حقاً قام بعمل جيد في . إصلاح حاجزك المنحرف |
harika iş çıkarıyorsunuz ama biraz acele etseniz iyi olur. | Open Subtitles | انتم تقومون بعمل جيد لكن يجب عليكم الاسراع |
aferin, iyi iş çıkardın. Bilgelerle görüşmem gerek. | Open Subtitles | جيد لقد قمت بعمل جيد , علي العودة إلى كبار السن. |
Beni buraya davet edene kadar harika bir iş yapıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أقوم بعمل جيد لعين لغاية دعوتك لي بالقدوم إلى هنا |
- Harika. - İyi iş çıkardın. çok iyi. | Open Subtitles | أنت تقوم بعمل جيد هناك جيد بالفعل |
Öyle güzel iş çıkardı ki, adam ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | قام بعمل جيد لدرجة أنه إضطر لمغادرة البلاد |
Ama baban her şeyi çok iyi idare ediyor. | Open Subtitles | لكن أبوك يقوم بعمل جيد بالسيطرة على الأمور |
- Başkaları iyi bir şey yaptığımı düşünüyor. - Yapmadın ki. | Open Subtitles | الجميع يعتقد أنني قمت بعمل جيد لكنك لم تفعل |
En azından CHA'nın güvenilen adam olduğunu bularak iyi iş çıkardı. | Open Subtitles | على لاقل هو قام بعمل جيد يإيجد مساعد شيان |
Brezilya GSYİH'nin sosyal gelişme yönünde ilerlemesinde oldukça iyi bir iş başarıyor. | TED | البرازيل بعقلانية تقوم بعمل جيد بتحويلها الإنتاج الإجمالي المحلي إلي تقدم اجتماعي. |
Hey, Wallace. Son olayda gerçekten çok iyiydin. İyi iş çıkardın. | Open Subtitles | لقد فعلت الكثير من أجل أولئك النسوة لقد قمت بعمل جيد |
Ama işimi iyi yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لكني أريد أن أقوم بعمل جيد |
- Bugün çok iyi iş çıkardık. - Oldukça memnunum. | Open Subtitles | ــ لقد قمنا بعمل جيد اليوم يارفاق ــ أنا سعيد |
Ancak hızlı hareket eden ülkeler ve Güney Kore gibi yavaş başlayanlar bile hala telafi edebiliyorlardı ve gerçekten başarılı oldular. | TED | لكن الدول التي تحركت سريعاً، وحتى من بدأ ببطء مثل كوريا الجنوبية، وما زال بوسعهم تعويض ذلك، وقاموا بعمل جيد بالفعل. |