Güvenilirlik kazanmaktan bahsediyorsak bunu yapmak seni anında onun radarına sokar. | Open Subtitles | إذا تحدثنا عن اكتساب المصداقية بعمل ذلك ستكون مباشرة تحت عينيه |
Ama ürün bunu yapmak için kanunlarca bağlanmış... ya da kontrat sayesinde birleştirilmiş. | Open Subtitles | وان المصنع ملزم بعمل ذلك قانونيا او ملزم بذلك حسب العقد |
Ablan için bunu yapmak istemen baban ve beni çok etkiledi. | Open Subtitles | والدكِ وأنا تأثرنا برغبتكِ بعمل ذلك من أجل أختكِ |
bunu yapmak istemezsin. | Open Subtitles | لا , أنك لا ترغب بعمل ذلك |
bunu yapmak istemezsin. | Open Subtitles | لا , أنك لا ترغب بعمل ذلك |
bunu yapmak istemezsin. | Open Subtitles | أنك لا ترغب بعمل ذلك |
bunu yapmak istemezsin. | Open Subtitles | لا , أنك لا ترغب بعمل ذلك |
bunu yapmak istemezsin. | Open Subtitles | لا , أنك لا ترغب بعمل ذلك |
bunu yapmak istemezsin. | Open Subtitles | أنك لا ترغب بعمل ذلك |
bunu yapmak zorundasın. | Open Subtitles | أنا رائعاً بعمل ذلك. |
bunu yapmak istememiştim ama kendimi durduramıyorum. | Open Subtitles | أستمر بعمل ذلك |