Bu konuda düşünmek istersen belki beraber bir iş çıkarabiliriz. | Open Subtitles | ربما تحب التفكير بهذا لأن... ربما نقوم بعمل شيء سوياً. |
Burada hayırlı bir iş yapmak için bulunmuyoruz. | Open Subtitles | نحن لسنا هنا لنقوم بعمل شيء جيد |
Hadi ama. En son ne zaman kötü bir şeyler yapmıştın? | Open Subtitles | هيا ، متى كانت آخر مرة قمتي فيها بعمل شيء سيء؟ |
Ya da örneğin katledilen trans kadınlar ve adaletle hiç yüzleşmeyen katilleri için bir şeyler mi yapmalıyız? | TED | أو هل علينا مثلًا، أن نقوم بعمل شيء حيال النساء المتحولات غير البيضاوات اللواتي قُتلن ولم يحاكم قتلتهن مطلقًا؟ |
Hiç farklı bir şey yapmayı düşündün mü? | Open Subtitles | هل سبق وأن فكرت بعمل شيء مختلف؟ |
Gazeteci olarak bize öğretilen her şeye ters düşecek bir şey yapmaya karar verdik: Paylaşmak. | TED | لقد قررنا القيام بعمل شيء على النقيض تماماً لكل ما تعلّمناه كصحفيين: المشاركة. |
Daha fazlasıyla birlikte, tüm bahsettiğim sebeplerden ötürü kitlesel denetimi iğrenç bulan biri olarak, buna, dünya devletleri, hedefledikleri insanın yanlış bir şey yaptığına bir mahkemeyi ya da kurulu ikna etmedikçe, nüfuslarının tamamını gözetime ve denetime maruz bırakamayana kadar sonlanmayacak bir iş olarak baktım. | TED | كشخص يجد المراقبة الجماعية بغيضة لكل الأسباب التي تحدثت عنها للتو وغيرها الكثير، أقصد، أنظر إلى هذا كعمل لن ينتهي حتى لا يعود باستطاعة الحكومات من حولنا أن تتمكن من إخضاع جميع السكان للرصد والمراقبة إلا إذا أقنعوا محكمة أو كياناً ما بأن الشخص الذي قد استهدفوه قام بالفعل بعمل شيء خاطىء. |
Neden başka bir iş yapmayı düşünmüyorsun? | Open Subtitles | لم لا تفكر بعمل شيء آخر؟ |
Neden başka bir iş yapmayı düşünmüyorsun? | Open Subtitles | لم لا تفكر بعمل شيء آخر؟ |
Peki başka bir iş yapmak istemez misin? | Open Subtitles | لكن ألا ترغب بعمل شيء آخر؟ |
- Çok boktan bir iş yapıyor. | Open Subtitles | يقوم بعمل شيء هنا |
Böyle bir şey yapan birisi, ne kadar orta hâlli de olsa bir şeyler denedi ve ortaya bir şeyler sundu. | TED | الشخص الذي قام بعمل شيء كهذا، حتى ولو كان متوسطًا أو بخسًا، قد جرب شيئًا، قد قدم شيئًا ما للجمهور. |
Çünkü burada kendini kurtarmak dışında gerçekten bir şeyler yapan insanlar da var. | Open Subtitles | بعض الأشخاص هنا يقومون بالحقيقة بعمل شيء ما بالإضافة لإنقاذ أنفسهم |
Eğer ciddiysen bununla ilgili bir şeyler yapmam gerek. | Open Subtitles | إذا كنت أنت جدي، أنا سأكون ملزماً بعمل شيء |
Bu toplantıdan çok sıkıldım. bir şeyler yapalım artık. | Open Subtitles | أشعر بالملل من هذا الاجتماع لنقم بعمل شيء |
Çocuklar, aranızdan biri dün gece ilginç bir şeyler yaptı mı? | Open Subtitles | إذا، يارفاق... هل قام أحدكم بعمل شيء مهم الليلة الماضية ؟ |
Bu bizim, aile olarak gerçekten bir şeyler yapabileceğimiz ilk ve son şansımız. | Open Subtitles | هذه اول واخر فرصة لنا نستطيع ان نقوم بعمل شيء فيها كعائلة |
İlk önce tabii, şöyle bir şey yapmayı... | Open Subtitles | بالبداية، بالطبع، اعتقدت سوف أقوم بعمل شيء ... |
Şey,... ben biraz çılgınca olan, bir şey yapmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً, أفكر بعمل شيء قليلاً ... حسناً -مجنون نوعاً ما, وأنا أردت التحدث معك حوله |
Çocukları Minnesota, White Bear Lake'de okula gittiğinde, Minneapolis-Saint Paul banliyösündeki eğitim sistemini gördü ve bu konuda bir şey yapmaya karar verdi. | TED | عندما ذهب أولاده الى المدرسة في وايت بير ليك، مينيسوتا وهي من ضواحي منيابولس سانت بول، اطلع على النظام التعليمي وقرر أن يقوم بعمل شيء حياله. |