Bize o kadar sert vuracaklar ki asla kendimize gelemeyeceğiz. | Open Subtitles | سيضربوننا بعنف على الأسنان حتى لا نستعيد وعينا أبدًا |
Eğer kemiklerine yeteri kadar sert vururlarsa.... sonsuza dek böyle yürürsün. | Open Subtitles | عندما يضربونك بعنف فيهذهالعظمة... فإنك تمشي هكذا ... ، بقية حياتك. |
Eğer sert oynamak istiyorsanız, efendim, ben de sert oynarım. | Open Subtitles | إذا اردت أن تلعبها بعنف ، ياسيدى سألعبها أنا ايضاً بعنف |
Burada bedeni vahşice tartaklayarak, yemeğinin derisini soyar. | Open Subtitles | حيث يضرب الجسد النحيل بعنف ويسلخ وجبته من جلدها. |
şiddetle karşılık verince canavar korku ve gözyaşı içinde kaçtı. | Open Subtitles | وقد حاربته بعنف بعدها ركض الوحش بعيدا مع الدموع والخوف |
şiddetli bir şekilde yüzü karın içine boynundan ve başının arkasından itildi. | Open Subtitles | ودُفع وجهه نحو الثلج وهو ممسوك بعنف على جانبي و مؤخرة رأسه |
Eğer sert oynamak istiyorsanız, efendim, Ben de sert oynarım. | Open Subtitles | اذا اردت ان تلعبها بعنف ، ياسيدى سالعبها انا ايضا بعنف |
sert karşılık verin ve köprüye çekilin. | Open Subtitles | وبقدر ما نستطيع نضربهم بعنف واحدا تلو الآخر نتراجع إلى الجسر |
-Olabildiğince sert vurup, köprüye geri çekilelim. | Open Subtitles | وبقدر ما نستطيع نضربهم بعنف واحدا تلو الآخر نتراجع إلى الجسر |
Ve gerçek ben bir kez daha yapmak istiyor... ve sert yapmak istiyor! | Open Subtitles | و يريد شحصي الحقيقي أن يفعل ذلك ثانية و تريد أن تقوم بذلك بعنف |
sert mi oynamak istiyorlar? Biz de oynarız. Gidip uyuşturucu alalım. | Open Subtitles | يريدون اللعب بعنف، نستطيع اللعب بعنف لنذهب لشراء بعض المخدرات |
Sizler, çok sert oynuyorsunuz, özellikle de benim gibi basit bir asker için! | Open Subtitles | أنتم أيها الناس تلعبونها بعنف و بالنسبه لجندي بسيط مثلي |
Çok sert değil, ufakça ama bir daha böyle bir bok yiyemeyeceği kadar da sert vururdum. | Open Subtitles | قليلا , وليس بعنف ولكن بقوه كافيه لتدرك انه لا يجب تفعل ذلك مرة آخرى |
Tommy, meydanın önünde hayali bir kement kullanıyormuş gibi vahşice kollarını sallıyordu. | Open Subtitles | تومي يقف في وسط القاعة يلقي ذراعيه بعنف كما لو أنه يفر من ربقة قيد خياليٌ |
Ve bahçelerimizdeki lahanaları vahşice katleder. | Open Subtitles | الجانب الذي يمزق بعنف أوراق أي كرنبة بريئة |
Çünkü yaklaşık 48 saat içinde o kokoreçlerin içindeki tüm heyecanı ve ümidi vahşice paramparça edeceğiz. | Open Subtitles | لأنه فى أقل من 48 ساعة سنحطم أى بصيص أمل بعنف كان لقطع الجبنة هذه |
Bu olayda şiddeti şiddetle bastıramayız. | Open Subtitles | هذه حالةٌ لا نستطيع فيها أن نجابه العنف بعنف. |
6 ila 8 hafta içinde iklim şiddetle değişecek. | Open Subtitles | أن مناخنا يتغير بعنف و هذا سيحدث فى الفترة من 6 إلى 8 أسابيع القادمة |
Kontrol altındaydı ki, üç hafta önce yine şiddetli öfke patlamaları yaşamaya başladı. | Open Subtitles | لقد كان الأمر تحت السيطرة ولكن قبل ثلاثة أسابيع بدأ يتصرف بعنف مجدداً |
Biri girdiğinde ve çıktığında her zaman çarpma sesi olur. | Open Subtitles | يضربهُ بعنف شخص كل وقت عندما يجييء أو يذهب |
O gece, çok kötü kavga ettik. Sonra, ağlayarak hiddetle ayrıIdı. | Open Subtitles | في تلك الليلة تشاجرنا، اندفعت بعنف وكانت تبكي |
Onu öldürmek istemediğini biliyorum. Sadece biraz sertçe silkeledin, çünkü sana anlatmadı. | Open Subtitles | اعرف انك لم تقصد قتله انك فقط هززته بعنف |
Gördük ki hükümet sadece biz şiddete başvurduğumuzda bir şeyleri değiştiriyor | Open Subtitles | رَأينَا أن الحكومةَ لا تستجيب إلا اذا تصرفنا بعنف |
Belki dindar insanlardı ama aynı zamanda da gerçekten agresif birer kapitalisttiler, ve diğer kolonistler ile karşılaştırıldıklarında aşırı kar eğilimleri sebebiyle suçlandılar. | TED | كانوا متدينين لكنهم ايضاً كانوا رأسماليين بعنف و قد اٌتهموا بميول ربحية بالمقارنة بالمستعمرين الاخرين |
Zengin oto kapısını hızla kapatınca. | Open Subtitles | حينما سمعتْ غلق باب السيارة بعنف ٍ فى سيارة الرجل الثرىّ. |
Karısına şiddet uygulayan koca ayağı bir yere takılarak düşmedi. | Open Subtitles | الزوج، حينما يتعامل بعنف مع الزوجة هو لم يتعرقل ويسقط |