Senin olmayanı almanın ciddi sonuçları olabilir. | Open Subtitles | أخذ ما ليس لك، يمكنة أن يعود عليك بعواقب خطيرةِ جداً |
Ve doğal ortamda, bitkiler ve hayvanlar arasındaki karmaşık ilişkiyi çözebildiğimiz için bu ortama müdahale ettiğimizde ortaya çıkabilecek sonuçları da önceden bilebiliyoruz. | Open Subtitles | بين الحيوانات والنباتات في مجتمع طبيعي، فيمكننا أن نتنبأ بعواقب تدخلنا في تلك المجتمعات. |
Buraya el koyma kalkışırsanız veya bu kuyuya bunun çok ciddi sonuçları olur. | Open Subtitles | وأي محاولة للاستياء على هذه الأرض وهذا البئر سوف تواجه بعواقب وخيمة |
Son birkaç gündür göz önüne alındığında, yokluğunun ruhum üzerindeki sonuçlarını hissettim. | Open Subtitles | أثناء فترة غيابك للأيام القليلة الماضية شعرت بعواقب غيابك على روحي |
Hareketlerinin sonuçlarını bir düşünsen iyi olur. | Open Subtitles | من الاحسن ان تفكر بعواقب حركاتك |
Bal arılarının, üzerinde yengeç örümcekleri bulunan çiçekleri ziyaret etme olasılıkları kuşkusuz daha yüksek bu ziyaretlerin bedelini de çoğu kez hayatlarıyla ödüyorlar. | Open Subtitles | يبدو أن نحل العسل يزور الأزهار بالعناكب السرطانية عليها أكثر من الأزهار دون عناكب، عادة بعواقب مميتة. |
Evrenin kendisinin yeminlerden oluştuğunu ve onları bozmanın sonuçları olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أن العالم بأسره بُنيَ على العهود وأن كسرهم يأتي بعواقب وخيمة |
Suçladığın adamla televizyonda karşılaşırsan geri alınamaz ve telafi edilemez sonuçları olan kanunsuz bir kavgaya gireceksin. | Open Subtitles | ولو تواجهتي مع ذلك الشاب الذي قمتِ باتهامه على التلفاز، ستكون معركة بلا قانون بعواقب لا يمكن التراجع عنها أو إصلاحها. |
Bir şampanya açmak kadar küçük bir şeyin bile devasa sonuçları olabilir. | Open Subtitles | نعم! حتى الشيء البسيط كبساطة فتح زجاجة من الشامبانيا يمكن أن يعود بعواقب ضخمة! |
Bunun çok ciddi sonuçları olacak orospu çocukları1 | Open Subtitles | سوف تصابون بعواقب وخيمة أيّها الملاعين. |
sonuçları pek iyi olmayabilir. | Open Subtitles | فلم أكُن لأستمتع بعواقب ذلك الأمر. |
Silah olmamalı, siyah yüz partisi gibi şeylerin sonuçları olmalı ve o aptal kampüs polisi kovulmalı. | Open Subtitles | لا مسدسات، ونطالب بعواقب لأمور مثل حفلات "الوجه الأسود" وبطرد شرطي الحرم الجامعي الأحمق ذاك. |
Bunun sonuçları hakkında hiç düşündünüz mü? | Open Subtitles | هل فكرتم بعواقب هذا الامر؟ |
Bana yalan söylemenin sonuçlarını hatırlatmama gerek var mı? | Open Subtitles | أيجب أنْ أذكّركَ بعواقب الكذب عليّ؟ |
Yaptığı şeylerin sonuçlarını düşünmüyor hiç. | Open Subtitles | إنه لا يفكر بعواقب أي شيء يقوم به. |
Bunu yayınlamanın sonuçlarını düşünmelisin. | Open Subtitles | وتفكر بعواقب نشر هذا |
Lütfen bir anlığına reddinizin sonuçlarını düşünün. | Open Subtitles | -لتفكر بعواقب رفضك |
İhanetin bedelini hatırlatmama gerek yok... değil mi? | Open Subtitles | الآن، لست بحاجة لتذكيرك بعواقب الخيانة، أليس كذلك؟ |