buradan çok uzak olmayan bir parkı mesken tutmuş. | Open Subtitles | عمل في منطقة من المنتزة ليس بعيدة من هنا |
Bir şey bu ayağı kemirip koparmış, buraya kadar taşımış olmalı, bu da cesedin buradan çok uzak olmadığını gösterir. | Open Subtitles | لابد وأنّه قضم القدم وجرها إلى هنا مما يعني، أنّ بقية الجثة ليست بعيدة من هنا |
Taşlar bir süre önce buradan çok uzak olmayan ve antik bir mezarlık alanı olduğunu düşündüğümüz bir yerde bulundu. | Open Subtitles | تم اكتشاف الأحجار قبل زمن.. في بقايا مقبرة قديمة ليست بعيدة من هنا -لماذا تخفونها؟ |
Sana para verebilirim, yeni bir kimlik buradan çok uzakta yeni bir hayat. | Open Subtitles | بإمكاني أن أجلب لكِ مالاً، هويّة جديدة، سأجهّز لكِ حياة جديدة بعيدة من هنا. |
Şikago buradan çok uzakta, ahbap. | Open Subtitles | حسناً، شيكاغو بعيدة من هنا يا صاح |
buradan çok uzak olmayan bir yere Amerikan uçağı düştü. | Open Subtitles | طائرة أمريكية تحطمت يست بعيدة من هنا. |
Ben Rionegro'da doğdum, buradan çok uzak değil. | Open Subtitles | لقد ولدت في مدينة (ريونجرو) وهي ليست بعيدة من هنا |