Tollan uzun menzilli iletişim aracından direkt olarak aktarım alıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتلقى اتصال مباشر من أداة تولان للإتصال بعيد المدى |
Bu sıvının içindeki çip uzun menzilli takip cihazı var. | Open Subtitles | الرقاقه هذه الغارقه فى السائل هى جهاز إرسال بعيد المدى |
Kalkanları ve silahları çalıştırdıktan sonra uzun menzilli bir iletişimi de çalıştırmış. | Open Subtitles | أن توقف عمل الدروع والأسلحةَ نشّطَ إرسال بعيد المدى |
Biyologlar uzun mesafe iletişimi konusunda 70'li yıllardan, Soğuk Savaşın sonuna kadar şüphe duymaya devam etti. | TED | ولكن علماء الأحياء مازالوا يشككون في فكرة التواصل بعيد المدى قبل السبعينيات وحتى نهاية الحرب الباردة |
Bu bir SWAT silahı, uzun mesafe silahı, çok uzmanlaşmış. | Open Subtitles | إنه سلاح للقوات الخاصة بعيد المدى ومتخصص جداً |
14 adet uzun menzil nakil aletimiz var. | Open Subtitles | هذه السفينة مزودة بـ 14 ناقل بعيد المدى. |
Pekala, görebildiğim kadarıyla uzun süreli bir hasar yok. | Open Subtitles | حسناً ، لا أثر لضرر بعيد المدى على حسب ما أرى |
Bu doğru olsa bile, yine de hâlâ kocaman bir " ya " var ki benim ilgilendiğimde bu. | Open Subtitles | اذا كان هذا صحيحا و هذا احتمال بعيد المدى as far as I'm concerned-- there are ways around that. |
İletişim sistemlerini kullanarak uzun menzilli bir mesaj göndermek istiyorum. | Open Subtitles | أتمنى القيام بإرسال بعيد المدى بإستخدام أنظمة الإتصال |
Jocasta, yedek gücümüzü uzun menzilli radara aktar. | Open Subtitles | جوكوستا ، ارسل قوة إحتياطية إلى الرادار بعيد المدى |
Bu gemileri bir araya toplarsan kendine uzun menzilli bir saldırı filosu oluşturursun. | Open Subtitles | ضُم جميع هذه السفن وترى بنفسك تشكلية هجوم بعيد المدى. |
Eros'un çarpma alanının uzun menzilli taramalarını şimdiye dek almış olmalıydılar. | Open Subtitles | يجب أن يكونو قد حصلو على مسح مبدأي بعيد المدى لموقع إصطدام إيروس الآن |
uzun menzilli tarama görüntüsünü ekrana yansıtıyorum. | Open Subtitles | استقبال القياس عن بعد بعيد المدى. المرئيات التي تظهر على الشاشة. |
Kaptan, uzun menzilli anten desteği zarar görmüş. | Open Subtitles | كابتن, مغذى الهوائى بعيد المدى قد انكسر |
Gökyüzü, uzun menzilli savunma sistemleriyle korunuyor. ORTADOĞU | Open Subtitles | نظام دفاع بعيد المدى يراقب السماء. |
Yani katilimiz uzun menzilli, yüksek güçlü bir silah kullanıyor. | Open Subtitles | إذا، لدينا سلاح قوي بعيد المدى |
Pekâlâ, devri ve seyir hızını uzun mesafe uçuşuna ayarlıyorum. | Open Subtitles | حسناً، سأعدل سرعة دوران المحرك وسرعة الطيران لأجل طيران بعيد المدى. |
Yüzbaşı, uzun mesafe anteni kısa kalıyor. | Open Subtitles | كابتن, مغذى الهوائى بعيد المدى قد انكسر |
uzun mesafe vericim bozuldu. | Open Subtitles | لقد تعطل جهاز البث بعيد المدى |
uzun mesafe atışı. | Open Subtitles | التصويب بعيد المدى مهم جداً |
O kesinlile uzun menzil için. | Open Subtitles | صُنعت من أجل التسديد بعيد المدى |
Taciz her çocuğun beynine uzun süreli etki eder. | Open Subtitles | الإستبداد يمكن أن يترك أثراً بعيد المدى في عقل أي طفل |
Bu doğru olsa bile, yine de hâlâ kocaman bir " ya " var ki benim ilgilendiğimde bu. | Open Subtitles | اذا كان هذا صحيحا و هذا احتمال بعيد المدى as far as I'm concerned-- there are ways around that. |