Pekâlâ, bir saate varmaz gelirim. Polisi kendim arayacağım. | Open Subtitles | حسن، سأعود بغضون ساعة سأتصل بالشرطة بنفسي |
Biz de bir saate eve dönecektik bilet istek formu yığınında bize yardım edersen hep birlikte daha erken dönmüş oluruz. | Open Subtitles | كنا سنذهب للمنزل بغضون ساعة لذا ان ساعدتنا بكومةٍ من نماذج الطلبات سنذهب للمنزل بشكل اقرب |
Neden gidip çantalarını boşaltmıyorsun? Yemek bir saate hazır olur. | Open Subtitles | أسمعوا لمَ لا تذهبَ وتوضبا الحقيبة وأنا سأجهز طعام العشاء بغضون ساعة. |
Evinden çıkıyorsun ve bir saat sonra, bir kuyuda köpek gibi boğuluyorsun. | Open Subtitles | يخرج من هذا المنزل و بغضون ساعة يغرق مثل كلبٍ في بئر. |
Şimdi yukarı çık ve giyin, bir saat sonra kiliseye gitmeliyiz. | Open Subtitles | والآن, إصعد وغيّر ملابسك, يجدر بنا الذهاب للكنيسة بغضون ساعة. |
Bir saat içinde hepiniz buradan çıkmış olmalısınız. | Open Subtitles | أريد من الجميع الخروج من هنا بغضون ساعة واحدة. |
Ön el yazımı testi birkaç saat içinde elimizde olacak. | Open Subtitles | اختبار الكتابة الأولي ستظهر نتيجته بغضون ساعة |
Fakat rolü gerektirdiğinde bunu Bir saatte öğrenmiştir. Ve evet, bir uyuşturucu sorunu vardı, ama aynı zamanda bundan kurtulmayı başardı, kendini temizledi, okuluna devam etti ve okuldaki oyunda başrolü aldı. | Open Subtitles | لكن عندا لإقتضت الحاجة, تعلّمت ذلك بغضون ساعة وأجل, كانت تعاني من مشاكل إدمان, إلا أنّها تعافت منها, |
En geç bir saate kadar oradayım. | Open Subtitles | سأكون هناك بغضون ساعة على الأكثر. |
Bir ekip ayarlarım, bir saate yola çıkarız. | Open Subtitles | - سأفعلها أنا - بإمكاني إعداد فريق وتجهيزه لهذه المهمة بغضون ساعة |
Çabuk olmalıyız, Moskova onu bir saate çıkarır. | Open Subtitles | بمجرد وصول الخبر إلى "موسكو" ستصلها المساعدة بغضون ساعة |
bir saate kadar oradayım. | Open Subtitles | سأكون عندك بغضون ساعة. |
Şefin cipi bir saate kadar Franklin laboratuarında olacak. | Open Subtitles | سيكون في سيارة الرئيس بمختبرات (فرانكلين) بغضون ساعة. |
bir saat sonra yeniden denememi hatırlat. | Open Subtitles | ذكريني لأحاول مجدداً بغضون ساعة |
bir saat sonra orada olurum. | Open Subtitles | سنكون هناك بغضون ساعة |
Evet Lonely Pines Parkı'nda bir saat sonra. Teşekkürler Roy. | Open Subtitles | أجل، متنزه "لونلي بينس" بغضون ساعة. |
bir saat sonra buradan gitmem gerek, Eli. - Ben de. | Open Subtitles | علي الخروج من هنا بغضون ساعة |
bir saat sonra bırakıyoruz onu. | Open Subtitles | "سنوصلها بغضون ساعة." |
Bu sabah babam yayıncısına gitti ve bir saat içinde geri döndü. | Open Subtitles | ذهب أبي للناشر صباح اليوم، وعاد بغضون ساعة. |
Bir saat içinde aşevinde olmalıyım. | Open Subtitles | علي أن أكون بمطبخ الحساء بغضون ساعة لأتطوع. |
Bir saatte bizi hazır edebilirim. | Open Subtitles | بإمكاني حزم أمتعتنا بغضون ساعة و سأهاتف الخطوط الجوية |