Belki de insanları etkili bir şekilde rahatlatabiliyordu. | TED | ربما بإمكانه جعل الناس يسترخون بفاعلية. |
Bu, insanlara mantıklarının kalitesinin cefasını verdi ve güçlü yanlarında bütünüyle üçgenlere dönüştü. Böylece insanlar birbirleriyle etkili şekilde iletişim kurabildi. | TED | منح هذا للناس صرامة في جودة منطقهم، وأعاد العديد من المثلثات إلى وضعها الصحيح، وأصبح الناس يتواصلون بفاعلية مع بعضهم البعض. |
İnsanların, çoğu memelilerden daha etkili biçimde yaptığı bir şey. | Open Subtitles | شيئاً يقوم به البشر بفاعلية أكثر من معظم الثدييات |
Geçmişimizi anlamak, şimdiki zamanı anlama kabiliyetimizi aktif olarak belirler. | Open Subtitles | إن فهم ماضينا يحدد و بفاعلية مقدرتنا على فهم الحاضر |
Ve benim neden aktif olarak gözetilmiş muhalefete ihtiyacımız olduğunu söyleme nedenim. | TED | و لهذا أتكلم عن الاحتياج إلى إدارة المعارضة بفاعلية. |
Çizikleri ve darbe izlerini herhangi bir bilgisayardan daha etkili bir şekilde tespit edebilir. | Open Subtitles | يمكنها ان تلاحظ الاحاديد و الاجزاء في رصاصة بفاعلية اعلى من اي جهاز |
Çizikleri ve darbe izlerini herhangi bir bilgisayardan daha etkili bir şekilde tespit edebilir. | Open Subtitles | يمكنها ان تلاحظ الاحاديد و الاجزاء في رصاصة بفاعلية اعلى من اي جهاز |
Oğlunuzun kalbinin sol tarafı vücuda etkili bir şekilde kan pompalayamıyor. | Open Subtitles | الجزء الأيسر من قلب ابنك لا يستطيع ضخ الدم بفاعلية لباقي جسده. |
Eğer etkili bir şekilde savaşmayı istiyorsak buna yetişmemiz gerek. | Open Subtitles | يجب أن نواكب ذلك حتى أن نحارب بفاعلية .. |
Sınırlar ötesiyle etkili bir şekilde iletişim kurmayı öğrendim yakalanmadan. | TED | تعلمت أن أتواصل بفاعلية مع أناس في دول أخرى بدون أن يتتبعني أحد . |
Bu 'protocell' teknolojimiz, -kireç taşı atalarının yaptığı gibi- etkili bir biçimde kabuk yapıyor, ve bunu doğal malzemelere karşı çok karmaşık bir ortamda biriktirebiliyor. | TED | هذا هي تكنولوجيا البروتوسيل خاصتنا، تصنع قوقعة بفاعلية ، مثل الحجر الجيري العتيق، وتودعها في بيئة معقدة جدا ، أمام المواد الطبيعية. |
Burada 'protocell'ler kireç taşlarını özellikle Venedik'in temellerinin çevresinde biriktirerek orayı etkili bir biçimde taşlaştırıyorlar. | TED | وهنا البروتوسيلات تقوم بإيداع أحجارها الجيرية بدقة شديدة، حول قواعد مدينة البندقية، وتتحجر مكانها بفاعلية . |
Bu senenin sonunda, yaklaşık bir milyar insan sosyal ağ sitelerini aktif olarak kullanıyor olacak. | TED | بنهاية هذه السنة، سيكون هناك حوالي مليار شخص على هذا الكوكب يستعملون الوسائط الإجتماعية بفاعلية. |
Maria Rossi'nin durumunda bence şeytan varlığından onun acı çekip çekmediğini aktif olarak anlamak için zamana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | "أما في حالة "ماريا روسي أعتقد أننا يجب أن نتمهل لندرس موقفها بفاعلية أو لا كونها معذبة من الإستحواذ |
Fakat aynı zamanda, aktif bir şekilde insanların ait olmak, parçası olmak ve birlikte deneyim edinmek isteyeceği, olumlu bir oy verme kültürü yaratmalıyız. | TED | ولكن في نفس الوقت يجب علينا أن ننشىء بفاعلية ثقافة إيجابية للتصويت التي يرغب كل الناس بالانتماء لها، ليكونوا جزءاً منها، وليختبروها سوياً. |
- Bizi aktif olarak destekleyin. | Open Subtitles | قم بتأييد القضية بفاعلية |