O kalleş sayesinde, ömür boyu provasını yaptığım cümleyi tekrar söyleyemeyeceğim... | Open Subtitles | بفضله لن يتسنى لي قول الجملة التي تدربت عليها طوال عمري: |
Onun sayesinde, günümüzde hıristiyanlık batı dünyasındaki en yaygın din. | Open Subtitles | بفضله تُعدّ المسيحية الدين الغالب للعالم الغربيّ اليوم. |
Onun sayesinde, bir hizmetçi ve striptizciden oluşan bir masal dünyasında yaşıyorum. | Open Subtitles | شكراً له، بفضله أعيش الآن الحياة السحرية التي تعيشها الخادمة والمتعريّة |
Onun sayesinde savaşlar kazanılmalı, onun yüzünden imparatorluklar yıkılmalı. | Open Subtitles | حروب يجب أن تُكسب بفضله و ممالك تسقط بسببه. |
O bizim koruyucumuz, bize hep yardımcı oldu bugün sahip olduğumuz her şeyi ona borçluyuz. | Open Subtitles | إنه حامينا ولطالما ساعدنا وكل ما نملكه اليوم هو بفضله |
Onun sayesinde buz gibi sulara batırıldım karasevda için gözyaşı döktüm ve beş kez şeytan çıkartmaya tabi tutuldum. | Open Subtitles | بفضله انغمست في حمامت الثلج نزفت دمائي لعلاج السوداويّة، وخضت 5 جلسات طرد شياطين |
Trager'ın sayesinde geri ödeyemeyecekleri öğrenci kredilerine boyun eğiyorlar. | Open Subtitles | والذين حاليًا بفضله مُتخمين بالديون بسبب القرض الطلابي ولايقدرون على السداد |
Tüm hayvanlar onun sayesinde sağlığına kavuşacak. Baban dünyayı kurtardı. | Open Subtitles | ستتعافى جميع الحيوانات بفضله لقد أنقذ والدك العالم |
Onun sayesinde bu elbiseye, cam ayakkabıya ve hepsine sahibim. | Open Subtitles | بفضله حصلت على هذا الفستان والخفَّين الزجاجيَّين وكلّ هذا |
O ve birçoğu sayesinde, insan hareketinin bir parçası olmanın önemini anlamaya ve dünyaya kendi pencerelerinden bakmayı isteyen çocuklar, dünya vatandaşlarını anlamaya başladım. | TED | بفضله والعديدين غيره حيث ساعدوني على فهم أهمية أن أكون جزء من حركة الشعوب. الأطفال مستعدون أن ينظروا خارج شاشاتهم للعالم. المواطنين العالمين |
sayesinde '83 Yılı Sınıfı Öğrenci Salonu artık Charlie Bartlett tutuklu merkezi oldu. | Open Subtitles | بفضله تم فصل الكاميرات من استراحة الطلاب وهو الآن مركز تشارلي بارتليت ! |
Anlaşılan aramızdaki bağları onarmak istiyor ama sayesinde artık bağım da kalmadı o yüzden başka bir fikri olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | جليّ أنّه يحاول إصلاح بعض الخلافات... لكن بفضله فإنّي غير جدير بالمصالحة، لذا، أفترض أن لديه مخطط آخر. |
Onun sayesinde tavsiye mektuplarımız da askıya alındı. | Open Subtitles | [ تقصد توصيات للترقية لرتبة أعلى ] بفضله ، رسائل توصياتنا معلقة أيضاً |
Yine de onun sayesinde artık bir hayatımız var. | Open Subtitles | لكن مع ذلك، بفضله لدينا حياة الآن. |
Benim bu duruma gelmem onun sayesinde oldu. | Open Subtitles | إننى ما أنا بفضله |
Onun sayesinde hayattayız. | Open Subtitles | نحن أحياء بفضله هو فقط |
Bütün bunlar onun cömertliği sayesinde gerçek oldu. | Open Subtitles | والذي بفضله تحقق كل هذا |
İnsan olup olmadığını bile bilmiyorum, Cris. Tek bildiğim, onun sayesinde şehirde işlerin daha da iyiye gittiği. | Open Subtitles | أنا لست متأكدة إذا ما كان بشرياً يا (كريس) جل ما أعرفه أن المدينة تتغير للأفضل بفضله |
Savaşı onun sayesinde kazandık. | Open Subtitles | بفضله انتصرنا بالحرب |
Onun sayesinde savaşı kazandık. | Open Subtitles | بفضله انتصرنا بالحرب |
Hayatta kalmamızı bile çoğunlukla ona borçluyuz. | Open Subtitles | إننا على قيد الحياة تقريبًا بفضله |