Yaptığımın arkasındayım ve yine yaparım. | Open Subtitles | أنا مصرّة على قراري ولو كان بيدي ، لقمت بفعلها مرة أخرى |
Üst kata yaparım, sorun değil. | Open Subtitles | سأقوم بفعلها من الأعلى يارجل لا أكترث |
Clem Maragon'un torununun, beni büyürken öğrendiğim şeyleri yapmaya zorladığı için bugün üzücü bir pazar günü. | Open Subtitles | حسناً، هو الأحد الآسف عندما حفيدة كليم مورجان يجبرني لذهاب مرة أخرى للتعليمات اللطيفة التي أنا كنت بفعلها |
Onu eleştirmiyorum, çünkü o yalnızca sizin Yapmak istemediğiniz kirli işleri yapıyordu. | Open Subtitles | وأنا لا أنتقده، لأنه لم يفعل سوى الأفعال القذرة التي ترغبي بفعلها |
Ben de Yapmak istemiyordum, yapmana izin verdim çünkü komutan sensin. | Open Subtitles | حسناً قلبي لم يكن في العناق أيضاً أنا فقط سمحت لك بفعلها لأنك القائد الأعلى |
Seni korumak adına yapmaktan gurur duymadığım bazı şeyler yaptım. | Open Subtitles | فعلت أشياء لست فخوراً بفعلها كي أبقيكِ بأمان |
Ve bunu, başındaki kasayı açmayı denerken... ..yapacak. | Open Subtitles | وسيقوم بفعلها بينما يحاول فتح خزنة مقفله, من على رأسه |
Yaparken gerçekten eğlendiğim bir şey var, karakterlerin seslendirmelerini Yaptığım bu küçük animasyonları yapmayı seviyorum. | TED | وأحد تلك الاشياء التي أستمتع بفعلها هو عمل الرسوم المتحركة حيث أؤدي بنفسي أصوات جميع الشخصيات. |
Bensiz bir yere gidebilmen için milyon kez daha yapacağız. | Open Subtitles | وسنقوم بفعلها مليون مرة ثانية قبل ان تذهبي الى اي مكان من دوني حسنا ، اطفأيها |
Ve tekrardan aynı şeyleri bize yapmasına izin veremezdim. Mrs. Kramer, neden dün gece | Open Subtitles | ولم أستطع السماح له بفعلها مجددا لنا سيدة كرامر, لماذا اقتحمتي |
Tamam, yaparım ama sadece Daniel için. | Open Subtitles | حسنا حسنا ساقوم بفعلها من اجل "دانييل" |
Ve tekrar yaparım. | Open Subtitles | وأرغب بفعلها ثانية |
İnanılmazdı. Haftada bir yapmaya başladık demek istiyorum | Open Subtitles | لقد كان مدهشاً ، أعني بدأنا بفعلها مرة أسبوعياً |
Yeni yılda sadece yapmayı hayal ettiğimiz şeyleri yapmaya ve diğer şeyleri bir daha yapmamaya karar veririz. | Open Subtitles | في السنة الجديدة نعتزم أن نفعل أشياء حلمنا دوما بفعلها وعدم فعل أشياء اخرى مجددا. |
yapmaya razı geldiğin şeyler? | Open Subtitles | الأشياء التي كان يجب عليكِ أن تكوني راغبة بفعلها ؟ |
Ben ayrıca, Yapmak istemediğim bütün şeyleri zihnimde sınıflandırırken stratejiyi düşünmeyi öğrendim, başarısızlığı değil. | TED | تعلمت كذلك استراتيجية التفكير لا الفشل عندما أقوم بدراسة كل تلك الأمور التي لا أرغب بفعلها. |
Senin amaçlarının önemi yok. yapmana izin veremeyeceğimiz şeyler var. | Open Subtitles | مهما كانت نواياك هناك اشياء لن نسمح لك بفعلها |
Hiçbir kadının asla yapmadığı, ya da yapmana müsaade etmediği şeyler... | Open Subtitles | أشياء لم تفعلها لك أي امرأة، ولا سمحنَ لكَ بفعلها |
Akademi'de seni ben eğittim. Bunu şimdi de yapmaktan çekinmem. | Open Subtitles | قمت بالتدريس لكِ بالأكاديمية وليس لدي أي مشاكل بفعلها مجددًا الآن |
Evet, ve bunu meydanda yapmaktan da çekinmiyorlar. | Open Subtitles | و ليس لديهم مشكلة بفعلها علانية |
Eğer bunu ben yapacak olsaydım, yerde, girişte iki adamım olurdu, onun alındığına emin olmak için uçakta bir adam. | Open Subtitles | ،إن كنت سأقوم بفعلها لكنت سأضع شخصين على الأرض عند البوابة شخصٌ واحد على متن الطائرة ليتأكد من خروجها |
Evet, rahminde Yaptığım o istemsiz, bilinçdışı refleks gerçekten affedilmez. | Open Subtitles | نعم ، تلك الحركة اللائرادية التي قمت بفعلها وأنا بالرحم ، كانت لا تغتفر |
- Ancak bunu bütün gezegene yapacağız. | Open Subtitles | باستثناء أنّنا سنقوم بفعلها بالكوكب أكمله |
Ne söyleyeceğini bilmiyorum ama insanların önünde yapmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي لديه ليقوله، ولكن جليًّا لا يُمكننا السماح له بفعلها أمام العامّة. |