Bu limonu bu kadar mesafeden gözüne kasten fışkırtmama imkân yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي مجال أنني قد عصرت هذه الليمونة على عينيك بقصد من هذه المسافة |
Bunu kim yaptıysa kasten ilk müdahele ekibini hedef almış yani. | Open Subtitles | في الحقيقة، أياً كان الذي ارتكب هذا كان يستهدف فرق التدخل الأولي بقصد |
Bakın tekrar, güvenlikli olan birşeyi alıyoruz ve bilerek isteyerek güvenliğini zayıflatıyoruz. Sonuç hepimiz için daha az güvenlik. | TED | لذا مرة اخرى ، ناخذ شئ مأمونا و ندعه يفقد الامن بقصد بجعلنا نحن اكثر فقدا للامن تبعا لذلك |
ve işte bu yakalayış, parmak izleridir çünkü bilerek veya bilmeyerek ne yaparsak yapalım, biliyorsunuz ki izler bırakıyoruz. | TED | و هذه التقاط الأثر لبصمة إبهام, السبب بقصد أو بدون قصد, أيا يكن ما نفعله فإننا نترك آثارنا هنا. |
Yüce Tanrım, bu günü senin merhametinle başlamama, sürdürmeme ve bitirmeme sadece seni memnun etme amacı taşımama izin ver. | Open Subtitles | إمنحني ربي الفرصة لبدايةٍ أبدءها إلى النهاية هذا يوم على شرفك بقصد منفرد وإحترامٍ لك. |
Yok etme amacıyla içine sızdığım Konoha Köyü'nde hayatımda ilk kez dostum diyebildiğim biriyle tanıştım. | Open Subtitles | عندما تسللت إلى كونوها بقصد تدميرها هناك، وللمرة الأولى، التقيتُ بشخصٍ يمكنني أن أعتبره صديقاً |
Bay Burns'e pusu kurmak amaçlı şehirdeki toplantıya katılmıştım. | Open Subtitles | بالفعل ذهبت لاجتماع البلدة بقصد إعداد كمين للسيد برنز |
İbrahim, oğlunu kesmek niyetiyle bıçağını kaldırır, kesin ve öldürücü darbeyi vurmak üzeredir, oğul bıçağın tam ağzındayken, bir melek kucağında bir koyun ile gelir ve der ki: | Open Subtitles | عندما رفع إبراهيم السكين بقصد الذبح عندما أوشك أن يذبح |
Belirli bir kadının, hayatı boyunca kasten yerleştirildiler. | Open Subtitles | مُرتبة بقصد عبر حياة امرأة واحدة محددة |
Belirli bir kadının, hayatı boyunca kasten yerleştirildiler. | Open Subtitles | مُرتبة بقصد عبر حياة امرأة واحدة محددة |
Kimse bunu kasten yapmadı. - Evet.. | Open Subtitles | بحقك , لم يفعل احد ذلك بقصد |
Ölüme sebebiyet davası başvurularında, ...davacı Naomi Walling'e kasten zarar verdiğini yani kişisel bilgilerini art niyetle sızdırdığını kanıtlamalıdır. | Open Subtitles | إن مقياس قبول دعوى الوفاة غير الشرعية أن يثبت المدعي أنك سربت (معلومات (ناومي والينغ الشخصية بقصد الأذى |
- Bunu kasten yapıyormuşsun gibi geliyor. | Open Subtitles | اشعر انك تفعل هذا بقصد. |
Beni duydun mu? Ciddi misin? bilerek FBI'ya bir kanal açmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل أنت جاد، تريدني أن أفتح بقصد خطاً مع رئيس قسم الأمن الإلكتروني؟ |
Sence havaalanına bilerek mi gelmediler? | Open Subtitles | ماذا.. أتعتقدين أنهما لم يأتيا للمطار بقصد منهما؟ |
bilerek ya da bilmeyerek de olsa ne kadar komik olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | 52,424 لا تدرين كم أنت مرحة بالصدفة أو بقصد |
İçtenlikle inanıyorum ki; bu hareket Beyaz Saray'a saldırı amacı taşısaydı hiçbir engelle karşılaşmadan bunu başarabilirdi. | Open Subtitles | أعتقد بأمانة أنه أن كان موقفه بقصد ألتفجير داخل ألبيت ألأبيض كان سيتمكن من ذلك بسهولة |
Sandra Mullins'in canını alan kötü niyetli ve sadist kişinin amacı, yalnızca karşısındakine elinden geldiğince travma yaşatıp, korkutup ve acı verip eziyet çektirmektir. | Open Subtitles | الأن إن الشخص الذي أدّى بحياة ساندرا مولينز لا يمكن أن يوصف إلا بالخبيث العنيف الذي فعل ذالك بقصد العنف و الإرهاب |
Geçen sene Seattle'da Vergi Daire'sini altüst etmek amacıyla yaptığı bilgisayar hackerlığından dolayı mahkum edilmiş. | Open Subtitles | لقد ادينت العام الماضي في سياتل بتهمة قرصنة الكمبيوتر بقصد تضليل مصلحة الضرائب |
"Karalamak, küçümsemek veya itibarını zedelemek amacıyla Birleşik Devletler hükümeti aleyhine konuşmak veya bir şeyler yayımlamak suç teşkil etmelidir." | Open Subtitles | سنعتبرها جريمة على كل من يكتب و ينشر ضد "الولايات المتحدة" بقصد تشويه سمعتنا أو المحاولة الطعن فيها |
Cinayet, ağır cezayı gerektiren müessir fiil amaçlı saldırı, tehdit ve mülke izinsiz girme suçu. | Open Subtitles | قتل واعتداء جسيم، والاعتداء بقصد والتهديد والتعدي على ممتلكات الغير |
Endişelenmeyin. Han Nehri'ne intihar niyetiyle giden on kişiden biri ölmez. | Open Subtitles | بنسبة عشرة إلى واحد من يجيئون إلى نهر هان بقصد الانتحار لا يموتون |