diğer kızlar torpilli olduğumu öğrenirse utanırım. | Open Subtitles | لو عرفت بقية الفتيات أن لدي واسطة، ربما يكون الأمر محرجاً. |
Bak, diğer kızlar bunu gerçekten de etkileyici buluyor olabilirler ama bu bana sökmez. | Open Subtitles | اسمع ، ربما تجد بقية الفتيات هذا الشيء ساحر لكن لن ينفع هذا معي |
Polis, asla kızıma ve diğer kızlara saldırdığının kanıtını bulamadı. | Open Subtitles | و الشرطة لم تربط ابدا بين مهاجمتها و بين بقية الفتيات |
Ama diğer kızlara söyleme. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك إخبار بقية الفتيات |
Neden yukarıda diğer kızlarla birlikte dinlenmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لستِ بالدور العلوي تستريحين مع بقية الفتيات ؟ |
Yani, sanki her zaman garip bir duygu vardı, mesela duşta diğer kızlarla beraberken... | Open Subtitles | كنت أشعر بأنني غريبة في الحمام مثلاً مع بقية الفتيات |
Ah, şey, bunu sana verecektim, ama Diğer kızların çiçek takmadığını farkettim, sanırım bu o tarz bir dans değil. | Open Subtitles | كنت سأعطيها لكِ لكنني رأيت بقية الفتيات لا يرتدين زهوراً لذا فأظنها ليست هذه الرقصة |
Oraya çıkıp öylece ponponlarını sallayıp, diğer kızlardan bir farkın yokmuş gibi mi davranacaksın? | Open Subtitles | , سوف تقومين بهز خصرك و تتظاهرين أنكِ لستِ مختلفة عن بقية الفتيات في الفريق؟ |
Sen diğer kızlar gibi değilsin. Sanırım bunun farkındasın. | Open Subtitles | أنتي لا تشبهين بقية الفتيات وأعتقد بأنكِ تعلمين ذلك |
Ona da, diğer kızlar gibi davranıyorum. | Open Subtitles | إننى أعاملها كما أعامل بقية الفتيات |
Onada diğer kızlar gibi mini etek giydirmeliler, ve birde sütyen şeysinden, ve birde ruj. | Open Subtitles | ... من المفترض أن يرتدي ما ترتديه بقية الفتيات ... و صدرية و يضع أحمر شفاه |
Sen diğer kızlar gibi değilsin. | Open Subtitles | أنتِ لست مثل بقية الفتيات يا "جنيفر". |
Dişi Kuş eviyle ilgili gerçekleri biliyor olabilirsin, ama Angel şu diğer kızlara benzemez. | Open Subtitles | ربما يكون أمر بيت الهوى صحيح لكن "(أنجيل)" ليست مثل بقية الفتيات. |
Sen diğer kızlara benzemiyorsun. | Open Subtitles | أنت لستِ مثل بقية الفتيات |
Onlar diğer kızlarla paylaşıp, arkadaş edinmene yardım etmek için. | Open Subtitles | يجب أن تتشاركي فيها مع بقية الفتيات ليساعدك ذلك على كسب الأصدقاء |
Maria diğer kızlarla birlikte arkadaşlık kuruyor, zamanı gelmişti. | Open Subtitles | ماريا تكون مع بقية الفتيات تكوّن صداقات لانه حان الوقت |
Diğer kızların anlattığı gibi, beni kendine saklamak için değil, bana bir fırsat vermek için. | Open Subtitles | و ليس ليبقني لنفسه كما قالت لي بقية الفتيات لكن ليعطيني فرصة |
Diğer kızların düşüncesini bilmem ama bana uyar. - Harika. | Open Subtitles | لا أعرف رأي بقية الفتيات |
Hayır, benim için diğer kızlardan özel bir yanı yok. | Open Subtitles | لا، مثلها مثل بقية الفتيات فحسب |
Denise diğer kızlardan farklı. | Open Subtitles | دينيس مختلفة عن بقية الفتيات |