Herkes oraya yüzdü ama ben Kameramla gittim. | TED | سبح الجميع بنفس هذا الإتجاه وذهبت أنا في هذا الاتجاه بكاميرتي. |
Bakmadığı bir sırada Kameramla fotoğrafını çektim. Ve birkaç saat içinde, ölmüştü. | Open Subtitles | لذا حين لم يكن ينظر ، أخذت صورة له بكاميرتي وخلال عدة ساعات ، كان ميتاً |
Sonra çocukluk dönemimden artık temasta olmadığım her kim olursa olsun benimle iletişim kurarsa, onlara Facebook üzerinden yanıt vermek yerine onları bulmak için Kameramla birlikte bizzat yola koyulacağım. | Open Subtitles | وأول شخص سيكون في طفولتي، شخص لم أتواصل به منذ زمن والذي اتصل بي بدلاً من الرد على الـ"فيسبوك" سأذهب وأجده شخصياً بكاميرتي |
İşte benim kameram ile arayıp bulmaya çalıştığım buydu. | Open Subtitles | ذلك ماحاولت ان اكتشفة بكاميرتي |
Muhtemelen seninle telefonda konuşup kameram ile oynuyor olacağım. | Open Subtitles | ربما اتحدث في الهاتف معك وألعب بكاميرتي |
Bayan Kademan'ın öldürüldüğü gece kameramı çıkardım, yakınlaştırma lensini taktım. | Open Subtitles | لذا الليلة التي تم قتل كيدمان فيها كنت أصورهم بكاميرتي |
Bu yüzden, 21 yaşındayken belgesel yapımcısı olarak kameramı, savaş bölgelerinde ön saflarda yer alan marjinalleşmiş topluluklardan, nihayet kadına karşı şiddeti belgeleyeceğim evime, Pakistan'a çevirdim. | TED | لذا وفي عمر 21 أصبحت صانعة أفلام وثائقية أجول بكاميرتي عبر المجتمعات المهمشة وأمام حدود مناطق الحروب في النهاية عدت لموطني باكستان حيث أردت توثيق العنف ضد النساء |
Al, kameramı tut. | Open Subtitles | خذ، أمسك بكاميرتي |