ويكيبيديا

    "بكلام" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sapan
        
    • konuşma
        
    • dediği
        
    • sözler
        
    • lafına
        
    • deyişle
        
    • sözlerle
        
    • konuşuyorsun
        
    Sarhoş hâlde içeri girdi, sonra saçma sapan konuşmaya başladı. Open Subtitles دخل وكان ثملاً ثم بدأ يحدثني بكلام لا معنى له
    Saçma sapan konuşan biri. Open Subtitles إنها تتحدث بكلام لا معنى لهُ هذا صحيح
    - Böyle konuşma... - Hey, Abby! Open Subtitles لدي حق الاختيار ولن اقبل بكلام تافه كهذا
    Seninle konuşma fırsatını yakaladım. Open Subtitles أنــا كنت أعتقد بـأنني أصادفك أخيراً وأن أتكلم بكلام جيد معـك
    Diğer bir deyişle tehdit oluşturuyorlar. Babamın dediği gibi. Open Subtitles بكلام آخر هي تهديد كما قال أبي
    Aşırı stres altındaki insanlardan tuhaf sözler işitmeye kulağım aşinaydı. Open Subtitles سمعت مذاك الحين عن أناس، يتفوهون بكلام غريب تحت الإكراه
    Onun yerine gittin "kokuşmuş taşaklı" lakaplı birinin lafına inandın. Open Subtitles بدلاً من ذلك تثق بكلام شخص لا يؤخذ بكلامه ما كان اسم ذلك الحقير النتن؟
    Bir diğer deyişle, belki de sorun gaziler değil, belki de sorun bizizdir. TED بكلام آخر، لربما كانت المشكلة ليست في المحاربين والجنود، ربما كانت المشكلة بنا نحن.
    Buraya basmakalıp sözlerle geliyorsun ama insanların seni haberin olmadan hedef olarak belirlemesinin nasıl bir şey olduğu hakkında hiçbir fikrin yok. Open Subtitles لقد جئتِ إلى هنا بكلام مبتذل، لكن لاتوجد لديكِ أدنى فكرة كيف هو الشعور بأن تكوني مستهدفه من الخلف.
    - Saçma sapan konuşuyorum, değil mi? Open Subtitles -أتكلم كثيرا بكلام غير مفهوم، أليس كذلك؟
    Saçma sapan konuşma. Open Subtitles لا تقف هناك وتتحدث لي بكلام فارغ
    Bu adam saçma sapan konusuyor! Open Subtitles ذلك الرجل يتحدث بكلام غير مفهوم
    San Diego'ya gittim, içten ve dürüstçe bir konuşma yaptık. Open Subtitles حسنٌ، لقد ذهبت إلى سان دييغو وتحدثنا بكلام صريح.
    Aslına bakarsan sen bu organizasyonda yetkili birisi bile değilsin ve bizim için konuşma hakkın hiç yok. Open Subtitles أتعلم, في الحقيقة, حتى أنك لستَ ضابطاً لهذه المنظمة. ولا يجب أن تتحدث بكلام باسمنا على الإطلاق.
    Mahkeme izin verirse, feragat ile ilgili kısa bir konuşma yapmak istiyor. Open Subtitles لكن إذا قبلت المحكمة، فإنه يريد أن يدلي بكلام مختصر حول التنازل عن حقه.
    - Kevin McQuay'ın dediği gibi... Open Subtitles -تيمناً بكلام كبير "كيف"، الحب ..
    Whis-san'ın dediği gibi işin başında takım olsaydık böyle zor bir durumla yüzleşmemiş olurduk. Open Subtitles أنا فضول بما تفكر بكلام (ويس) إن اتحدنا بهذه المعارك لن يحظى الناس مثل (فريزا) فرصة حتى
    Doktorun ne dediği umurumda değil. Open Subtitles - لا أهتم بكلام الطبيبة
    Ben ayrım yapmam, iletişim kurarım. Ayrıca hep nazik sözler sarf etmem. Open Subtitles أنا لا أفرق في المعاملة إنني أتواصل فقط لكن ليس دائماً بكلام لطيف
    Bütün gece el ele tutuştular ve birbirlerine romantik sözler fısıldıyorlar. Open Subtitles إنهما ممسكين أيديهم ويتاهمسان بكلام رومانسي طوال الليل.
    Çünkü sen bir keşin lafına inanmak istemedin. Open Subtitles لانك انت من لم يريد ان يأخذ بكلام مجرم
    Diğer bir deyişle, evrenimizin merkezinde koca bir fil olabilmesi opsiyonunu açık bırakmak istiyoruz. TED بكلام آخر، نحن نرغب في جعل الخيار متاحًا لإمكانية وجود فيل ضخم في مركز مجرتنا.
    Beni seksi sözlerle cezbedeceksen böyle yapacaksın. Open Subtitles إذا أردتي إغرائي بكلام مثير هكذا تفعلينها
    Bu akşam her zamankinden daha saçma konuşuyorsun, Sophie. Open Subtitles انت تتحدثين بكلام فارغ الليلة اكثر من المعتاد يا صوفى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد