Burada söylediğin her şeyi rapor etmem gerek biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعرفُ أنّهُ يجبُ أن أبلّغ بكلّ شيء تقةلهُ هنا، صحيح ؟ |
- Eğer güvende olduğunu görürsem bilmek istediğin her şeyi anlatırım. | Open Subtitles | لو رأيتها وهي بخير.. سأخبرُك بكلّ شيء تريد معرفته، مارأيك بذلك؟ |
Ben her şeyi hissediyorum Simran, nasıl özlemimi çektiğini, acını, gözyaşlarını... | Open Subtitles | أحسّ بكلّ شيء بداخلك سمران، ، شوقك, ألامك، معنى دموعك |
Evet, sor Yüzbaşı'ya! Hakkında bilmek istediğin herşeyi anlatır sana! | Open Subtitles | نعم، اطلب من الكابتن سيخبرك بكلّ شيء تريد معرفته |
Burada her şey var ama yaşayabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | إنه مليء بكلّ شيء .لكن لا أستطيع تخيّل العيش هنا |
Evet, sor Yüzbaşına. Bilmek istediğin her şeyi sana söyleyecek. | Open Subtitles | نعم، اطلب من الكابتن سيخبرك بكلّ شيء تريد معرفته |
Paris halkı ayrıcalıklarını korumak için her şeyi feda etmeye hazır. | Open Subtitles | سكان باريس يقدمون التضحية بكلّ شيء لإنقاذ الدستور |
Yıllar içinde Arvin bana bu işi yapmam için bilmem gereken her şeyi anlattı. | Open Subtitles | آرفين مؤتمن ني بكلّ شيء أنا أحتاج للمعرفة لكي يكون المرتكب. |
Yani bu aşamadan sonra her şeyi yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لذا وفي الوقت الحاضر، أريد أن أحرص على أننا نقوم بكلّ شيء |
Referans filan gerekirse gereken her şeyi sunabilirim... | Open Subtitles | دعيني أخبرك، أنت لن تأسفى لهذا إذا تحتاجين أيّ شهادات أو أيّ شيء أنا أستطيع بالتأكيد امدادك بكلّ شيء ذلك |
Sana her şeyi söylemek, macerayı mahveder. | Open Subtitles | لو أخبرتك بكلّ شيء الآن، فسيفسد عليك المغامرة. |
-Almıyorum. Bana her şeyi hemen anlatmazsan sana yardım etmek için parmağımı bile oynatmam. | Open Subtitles | من الأفضل أن تخبرني بكلّ شيء الآن أولنأقومبمساعدتك. |
Lanet Porto Ricolular her şeyi bildiklerini sanırlar. | Open Subtitles | البورتوريكيون يظنون أنّهم يحيطون علمًا بكلّ شيء |
Gelin de her şeyi borçlu olduğunuz bu burnu öpün! | Open Subtitles | تعالوا وقابّلوا هذا الأنف الذي تدينون له بكلّ شيء |
Hastaneye gitmen gerekmiyor. Ben her şeyi hallettim. | Open Subtitles | ليس عليك الذهاب إلى المستشفى لقد اعتنيت بكلّ شيء |
her şeyi denedik: | Open Subtitles | حاولنا بكلّ شيء: الماء, الأسبرين, الرجل مُغمى |
Kırık kol ve sarsıntıyla ve çocuk, minibüsüyle içeri girdi. her şeyi itiraf ettim. | Open Subtitles | ويدخل الفتى صاحب عربة السلاحف إعترفتُ بكلّ شيء. |
Bilirsin işte, sevgilisini kodesten çıkarmak için herşeyi riske atıyor | Open Subtitles | كما تعلم ، شخص على إستعداد ليخاطر بكلّ شيء لتهريب حبيبته من السجن |
her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | سيكون كلّ شيء على ما يرام سأتكفّل بكلّ شيء |
Ve şimdi de geri kalan Her şeyle ilgilenmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | ذلك صحيح. وأنا أخطّط لآعتنى بكلّ شيء آخر، أيضا. |
Annem her şeyini, Dünya'yı senin gibi pisliklerden korumak için feda etti. | Open Subtitles | أمّي ضحّت بكلّ شيء لحماية العالم من زبد مثلك |
İnsanlığını kapattı. Şu an temel olarak onu o yapan her şeye karşı duyarsız bir hâlde. | Open Subtitles | أُخمدت إنسانيّتها، وفقدت الإحساس بكلّ شيء يجعلها على سجيّتها |
Ama burada taze bir başlangıç yapabilirim. Bu dünyanın sunduğu her şeyin tadını dikkat çekmeden çıkarabilirim. | Open Subtitles | يمكنني الإستمتاع بكلّ شيء في هذا العالم من دون توخي تمام الحذر. |
Bu adamlar sizin için her şeylerini riske ediyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يخاطرون بكلّ شيء من أجلكم |