Moskova'da seni küçük ve penceresiz bir yerde görmek isteyecek bazı arkadaşlarım var. | Open Subtitles | لدي زوجين في موسكو يحبون أن يضعوك في غرفة بلا نوافذ ساعات قليله |
Kat ve Marie yıllarca West Virginia'daki Mercer County Mahkemesi'nin bodrum katında penceresiz bir ofiste çalışıyorlar. | TED | عملاَ معًا لسنوات في مكتب بلا نوافذ. في سرداب في محكمة بمقاطعة ميرسر غرب فرجينيا. |
Detektif Mills'in benimle penceresiz bir odada başbaşa kaldığında alacağından daha fazla zevk duymadım. | Open Subtitles | أشك فى أنى قد إستمتعت أكثر مما كان سيستمتع المحقق ميلز فى قضاء الوقت 000 فى تعذيبى فى حجره بلا نوافذ |
Olduğunuz yerden ayrılmayın ve bodruma ya da penceresi olmayan bir odaya sığının. | Open Subtitles | إبقوا حيث أنتم، وابحثوا عن ملجئاً كالسرداب أو أيّة غرفة بلا نوافذ |
Evine veda et ve penceresi olmayan bir odada yaşamaya alışssan iyi olur. | Open Subtitles | بع منزلك واعتد على العيش في غرفة بلا نوافذ |
Evet, 1950'lerde camsız bir kamyonla insanların evlerini kapı kapı dolaşabilirdin ve insanlar tecavüze uğrayacaklarını düşünmeyebilirlerdi. | Open Subtitles | أنت يمكن ان تقود من باب لباب بشاحنة بلا نوافذ. الناس لن يعتقدوا أنهم سيُغتصبون |
Riley, seni içinde bulduğumuz o penceresiz küçük kabini özlemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | رايلي , أنت لا تفتقد تلك النقصورة التي بلا نوافذ التي وجدناك فيها ؟ |
O halde niçin kendini bir cesetle penceresiz bir odaya koyan bir meslek seçtin? | Open Subtitles | لماذا عليك اختيار مهنة أن يضعك في غرف بلا نوافذ مع جثث الموتى، بعد ذلك؟ |
- penceresiz bir depoda bir arada tutulurlar, dışkı içinde yürürler... | Open Subtitles | يتم حشرها سوية في مخزن بلا نوافذ مع الخوض بالفضلات الى أن يتم قطع عنقها |
Küçük bir odanın içine penceresiz bir saklanma yeri yaparız. | Open Subtitles | يمكننا أن نبني غرفة بلا نوافذ لتختبئ فيها داخل غرفة النوم الصغيرة |
Bu penceresiz odada her gece oturup siz vampirlerin ne kadar perişan olduğunu dinleyip duruyorum. | Open Subtitles | انا اجلس هُنا ليلة بعد ليلة في غُرفة بلا نوافذ واستمع لما تقولون يا مصاصي الدماء واستمع لنحيبكُم وما تمرون بهِ. |
Manhattan'da penceresiz kamyonetlerle gidiyorduk. | Open Subtitles | نُقلنا من مانهاتن بسيارة نقل عائلية بلا نوافذ. |
Robot kız arkadaştan bahsediyorum, penceresiz bodrumda yapayalnız hayal kuran ve şöyle yemin eden inek: ''Yarattığım şeyle evleneceğim.'' | TED | حلم كل مهووس وحيد في قبوٍ بلا نوافذ الذي تعهد يوماً: "سوف أتزوج اختراعي." |
Lodz'dan gelen Yahudilere soyunmaları emredilmiş ardından evin bodrumundaki bir koridordan geçirilerek bir rampanın sonundaki penceresiz küçük bir bölmeye tıkılmışlar sonra da kapılar, arkalarından gürültüyle kapanmıştı. | Open Subtitles | اليهود من "لودز" اُمروا بنزع ملابسهم ثمّ دُفعوا الى ممر في سرداب البيت الى سُلم ضيق يصعد إلى غرفة بلا نوافذ |
Sadece yapacak çok işim olduğu ve penceresiz bir odada çalışmak istemediğim için. | Open Subtitles | ولم أرد استكمالها بغرفة بلا نوافذ. |
Kimsenin içeri giremeyeceği penceresiz bir yerde misin? | Open Subtitles | مكان بلا نوافذ ليتسلل منها أحد؟ |
Ayrıca dışarıdan emniyete alınabilecek, penceresi olmayan, sağlam kapılı bir odaya ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | وسنحتاج إلى غرقة محصنة من الخارج غرفة بلا نوافذ وبباب قوي. |
- Var zaten, penceresi olmayan bir tuvalette. Bende uçma korkusu var. | Open Subtitles | -كان لديّ مقعد في الحمام بلا نوافذ |
- Evde penceresi olmayan oda var mı? | Open Subtitles | -هل هناك غرفة بالمنزل بلا نوافذ ؟ |
Polis, gördüğü her camsız beyaz minibüsü durduruyor. | Open Subtitles | الشرطة توقف كل سيارة فان بيضاء بلا نوافذ يرونها |