Tüm hatırladığım, koca sakallı bir adam. Ben annemin kucağındaydım. | Open Subtitles | إذن فإن كل ما أذكره هو رجل بلحية كبيرة و أنا كنت أجلس في حضن ماما حول النار |
Sen de kardeşin gibi temiz, traşlı bir çocuk mu istersin yoksa sakallı ve türbanlı bir Sih mi? | Open Subtitles | هل ترغبين بشاب حليق الذقن مثل زوج أختكِ أم شاباً أصيلاً من السيخ بلحية و عمامة؟ |
Demek bu harika bir sakal. Daha önce hiç sakallı bir erkekle sevişmemiştim. | Open Subtitles | هذه لحية كبيرة ، لم أقبِّل أبدا شخصا بلحية |
Gri bir sakalı var gibiydi. 50'lerinin onlarında, 60'larının başlarında olabilir. | Open Subtitles | يبدو بلحية رمادية اواخر الخمسينات اوائل الستينات |
sakalı vardı. Kafasında dikenli dallar olan bir yabacıydı. | Open Subtitles | كان خيالاً لرجل بلحية ويرتدي شيء ما على رأسه |
..ve bir de bakmışız ki, uzun bir sakal ve bir papağanla geri dönmüş. | Open Subtitles | ثم نفاجئ به يدخل علينا بلحية كثّة وببغاء |
Kuzenim Sally'yi baloya götürdüğümden beri bir "sakalla" çıkmamıştım. | Open Subtitles | لم أخرج بلحية بيضاء منذ أن أخذتُ قريبتي سالي) إلى حفل التخرج) |
Şu içki dükkanındaki keçi sakallı, tıfıl adamdan... ..hoşlandığın için, gidip gidip aldığın biraları yuvarlamandan kaynaklanıyor. | Open Subtitles | تلك كانت الجعة الكثيرة التي شربتها في الحانة لأنكِ أعجبت بذلك الرجل الصغير بلحية الذقن |
Çocuk sakallı doğmadığı sürece mutlu oluruz yani. | Open Subtitles | ما دام هناك طفل لم يولد بلحية سنكون سعداء |
- Güzel de, demin sakallı ve bıyıklı bir kadın gördüm galiba. | Open Subtitles | جيد, بالرغم انني رأيت امرأة بلحية كاملة في الخارج |
Şimdi de sakallı bir adamla tırmanış yapıyor. | Open Subtitles | ليس هذا الأمر الآن إنها تتسلق الجبل مع شاب بلحية |
Onu şeyle gördün mü mahalleden kısa sakallı yakışıklı bir çocukla? | Open Subtitles | هل رأيته من قبل مع فتى وسيم من الحي قصير بلحية ؟ |
Chicago'dan ıslak sakallı ve kirli ayakkabılı bir yabancı.. | Open Subtitles | غريب مبتل بالمطر من شيكاغو، بلحية مبللة وحذاء متسخ... |
Arkasında kanatları olan bir tanrıça. Uzun sakallı bir adam. Böyle tanrılar yoktur. | Open Subtitles | ...إن كنتِ تقصدين الرموز التي لها أجنحة على ظهورها أو رجل عجوز بلحية طويلة فذلك |
Benden gerçek sakallı Noel Baba olmamı istediler çünkü sakallarımın gerçek gibi göründüğünün farkındaydılar. | Open Subtitles | يريدون مني أن أكون بابا نويل بلحية حقيقية... لأن لحيتي كانت حقيقية للغاية. |
Bunu dediğinde aklımda tek canlanan şey, bir Merlin sakalı ve sivri uçlu bir şapka. Bence ne olacağımızı kendimiz seçiyoruz. | Open Subtitles | عندما تقولين هذا , أتخيل صورة شخص بلحية مرلين وقبعة مدببة أعتقد أننا نختار ما الذي نكونه |
Grizzly Adams'ın da sakalı çıktı. | Open Subtitles | ولقد كان جريزلى ادامز بلحية. |
Grizzly Adams'ın zaten sakalı vardı. | Open Subtitles | اكان جريزلى ادامز بلحية فعلا؟ |
Geri döndü! Ve artık sakalı var. | Open Subtitles | لقد عاد وهو بلحية |
Bisikletle Avcı Evi'ne döner sakal ve geniş bir şapkayla kılık değiştirir. | Open Subtitles | بمساعدة الدراجة، يعود إلى نزل الصيادين يتنكر بلحية وقبعة عريضة الأطراف |
Bir gün buraya taşınacağım ve muhteşem aslan yelesi saçları olan sofistike bir şehirli adamla evleneceğim. | Open Subtitles | فى يوم ما سانتقل الى هنا و اتزوج برجل ذو وجاهة اجتماعية بلحية كثيفة |