Şu anda, topraklarını genişletiyorlar, çalabildikleri bütün bilim adamlarını ülkelerine yığıyorlar. | Open Subtitles | لكنهم يستحوذون على الأقاليم ويرسلون أى عالم يستطيعون اختطافه إلى بلدهم |
Bu insanlar, farklı hareket etseler, ülkelerine ne kadar faydalarının dokunacağını biliyorlar mıydı diye düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | الثاني من حزيران بقيت أتساءل هل عرف هؤلاء الناس كيف أنهم يساعدون بلدهم |
Kuzey Korelilerin ülkelerinin dışına çıkmalarına izin verilmiyor. | Open Subtitles | الكوريين الشماليين لا يسمح لهم بمغادرة بلدهم |
ülkelerinin artık onların olmadığı özgürlüklerinin ellerinden alındığı gerçeğini bir seferde bir kamera, bir cep telefonu, bir megabyte'la birlikte. | Open Subtitles | حتى أصبح بلدهم ليس ملكا لهم، ونُزعت منهم حرياتهم بالكامل كاميرا وراء هاتف جوال وراء ميجا بايت |
Şimdi, bu çok istisnai bir durum çünkü, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, şunu bulduk; insanların ülkeleri zenginleştikçe kendilerini daha iyi hissediyorlar. | TED | الآن هذا غير مألوف جدا، لأنه على مستوى العالم نجد أنه ومن غير المفاجئ، يشعر الناس بتحسن عندما يصبح بلدهم أغنى. |
Size ne kadar bayağı gelse de en çok ülkelerini önemsiyorlar çünkü. | Open Subtitles | ولأنه، بقدر ما يبدو الأمر مبتذلًا ما يحفلون له أكثر هو بلدهم |
Bu sevkiyat olmazsa, ülke, komünistlerin eline geçebilir. | Open Subtitles | بدون هذه الصفقة , ستسقط بلدهم في ايدي الشيوعيون |
Senin yaptığın şeyin tam tersi, arkadaşların ülkelerine hizmet edecekler. | Open Subtitles | على عكس عمل الساحة أو مهما يكن فإن قومكِ يمكنهم أن يخدموا بلدهم |
Eğer ülkelerine nasıl destek olacaklarını, zor zamanlarda nasıl fedakârlık edeceklerini biliyor olsalardı savaşı kazanacak moralimiz olurdu. | Open Subtitles | أعني، إن تعلموا كيف يدعمون بلدهم والتضحية بالأوقات الصعبة، ستكون لدينا المعنويات للانتصار بالحرب. |
ülkelerine ihanet eden kişiler her zaman suçludur. | Open Subtitles | الأشخاص اللذين يخونون بلدهم دائما موقع شبهة... |
Çinliler sınırı geçmemize izin vermeyi mi, yoksa biz ülkelerine ayak basar basmaz vurmayı mı düşündüklerini öğrenmeyi beklediğimizi söyleyebilirsin. | Open Subtitles | حسناً، يمكنكِ إخباره أننا في إنتظار أن نسمع إذا كان مقبولاً للصينيّون أن نعبر الحدود أو إذا كانوا يخططون على إطلاق النار علينا بلحظة أن تطأ أقدامنا بلدهم |
ülkelerine bakıyorlar ve eve dönmek için pek de bir umut görmüyorlar. çünkü ortada hiçbir siyası çözüm yok, bu yüzden tünelin sonunda bir ışık göremiyorlar. | TED | أعني، أنهم ينظرون إلى بلدهم ولا يرون أمل كبير للعودة الى بلادهم، لأنه لا يوجد حلّ سياسي، لذلك فليس هناك بصيص من الأمل في ذلك النفق المظلم . |
Düzenbaz ajanlar, ülkelerinin adını kullanarak onu ülke dışına çıkartmadan önce BM binasına sakladılar. | Open Subtitles | وأعوان عديمي الضمير، يستخدمون بلدهم كغطاء يخفونها في وكالة الأمم المتحدة إلى أن يستطيعوا تهريبها خارج البلد |
Bunun ileri sürdüğüyse, kadınların dinin toplumdaki yeri hakkındaki görüşlerinin dinin kadınlar için adeta kötü olduğu gibi bir tekil görüştense kendi ülkelerinin kültür ve bağlamlarıyla şekillendiğidir. | TED | الآن ما يوحي به ذلك هو كيفية رؤية النساء لدور الدين في المجتمع يتشكل أكثر عبر ثقافة بلدهم نفسه وسياقه من رؤية مُوَحَّدة مفادها أن الدين ضار ببساطة للنساء. |
Şu an, Amerikalı askerlerin, Amerikalı gazilerin döndükleri ülke feci şekilde bölünmüş, iki politik partinin birbirlerini ihanetle, vatan haini olmakla suçladığı, kendi ülkelerinin güvenliğini ve refahını indirgemeye çalışmakla suçladığı bir ülke. | TED | الآن، يعود الجنود الأمريكيون، يعود قدامى المحاربين الأمريكيين لبلد منقسم بشكل مرير حيث يتهم كل من الحزبين الرئيسين الآخر بالخيانة وبأنهم أعداء الوطن، وأنهم يعملون على إضعاف أمن ورفاهية بلدهم. |
Bunu, insanların... ülkeleri için öldüğü yerde söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقول هذا هنا و لكن في الواقع فإن الناس يموتون من أجل بلدهم |
Polis yada kamu kıyafetini giyenler... ülkeleri ve orada yaşayan insanlar için çalışır. | Open Subtitles | سواءٌ أكان الزي لضابط بالجيش ...أم لضابط شرطة فهذا يؤكد للناس... ان بلدهم... |
Çünkü ülkeleri adına oraya gidip gelecekleri için canlarını vermekten başka bir şey istemiyorlar. | Open Subtitles | لإنهم في الواقع لا يريدون أي مستقبل آخر بدلاً من الذهاب إلي هناك ويخاطرون بحياتهم من أجل بلدهم |
Gaziler uzaklara gidip geldiler ve kendi ülkelerini çıplak gözlerle görüyorlar. | TED | لكن المحاربون القدامى سافروا للخارج وهم يعودون الآن ويرون بلدهم من خلال نظرة جديدة تماماً. |
Şimdi de ülkelerini yeniden inşa etmek için birlikte çalışıyorlardı. | Open Subtitles | ولكن الآن يعملون يد بيد لإعادة بناء بلدهم |
Sanki ülkelerini burda yeniden kurmuşlar. | Open Subtitles | يبدو و كأنهم قاموا بخلق بلدهم هنا من جديد |