Sokaklardaki bir renge dair kusursuz hatırayla da; uzaklara; başka bir ülkeye, başka bir müziğe hiç durmazcasına sıçrayıp duran imgelem üzerinde. | Open Subtitles | وأن ذكرى لون محدد في الشارع تعود في بلد آخر و بُعد آخر موسيقى أخرى لا نهائية |
Anavatanı Hindistan'a gidebilir, eğer kabul edilirse başka bir ülkeye göç edebilir, veya yurtsuz bir korsan olarak açık denizlerde gezebilir. | Open Subtitles | فإما أن يرجع إلى وطنه الأصلي الهند أو يهاجر إلى بلد آخر يرغب باستقباله أو يتجول في البحار كقرصان لا موطن له |
Bu yaşta başka bir ülkenin örf ve Adetlerine ayak uyduramam. | Open Subtitles | فى هذا السن لن أتاقلم مع أساليب وعادات بلد آخر |
Şu anda da Pakistan, Çin ya da başka bir ülkenin lideri koşarken fotoğraflarımı görüp korksun da bizi bombalamasın diye koşuyorum. | Open Subtitles | أنا أركض فقط لكي يرى قادة الصين أو باكستان أو أي بلد آخر صور لي أركض فيقرروا أنه لا يمكنهم التخلص مني بسهولة. |
Şüphe çekmeden aletleri başka ülkelere taşımak için paravan da olabilir. | Open Subtitles | وقد تكون طريقة لنقل المعدات إلى بلد آخر دون دفع الشبهات |
Aramanı bir ülke bazına kadar daraltman beni sevindirse de... aramamın sebebi bu değil. | Open Subtitles | يا لفرحتي و انت قد ضيقت الخناق عليه في بلد آخر ليس ذلك موضوعنا |
Bir Amerikalı ile siyah, kahverengi yahut başka bir şey olduğu için dalga geçemezsiniz, ama başka bir ülkedeki yabancılarla dalga geçebilirsiniz. | Open Subtitles | لا يمكن السخرية من أميركي لأنه أسود، بني أو ما إلى ذلك لكن يمكنكم السخرية من الغرباء لأنهم من بلد آخر |
Hükümet işleriyle hiçbir ilgim yok ne burada ne de başka bir ülkede. | Open Subtitles | ليس لديّ أيّ علاقة بشؤون الحكومة، ولا هنا، ولا في أيّ بلد آخر. |
Ama belki de elinde silahınla başka bir ülkeye gidersen vurulursun. | Open Subtitles | ..لكن ربما ربما لو ذهبت بسلاحك إلى بلد آخر |
Beni kaçırıp başka bir ülkeye aptal yasa dışı bir maceraya sürüklemeden önce. | Open Subtitles | قبل أن تخطفيني و تسحبيني إلى بلد آخر من أجل مغامرة غبية غير شرعية |
Tanrım başka bir ülkeye mi taşındığını sanıyorsun. | Open Subtitles | يا الهي ، كنت أعتقد انتقلنا إلى بلد آخر |
Neresi olursa. başka bir ülkeye. | Open Subtitles | إلى أي مكان، إلى بلد آخر. |
başka bir ülkeye uçmamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نسافر إلى بلد آخر |
ama Rusların hakimiyetini bozacak olan oyuncu, başka bir ülkenin vatandaşı değil ancak Deep Blue isimli bir bilgisayar sistemi oldu. | TED | لكن اللاعب الذي أحبط حقاً الهيمنة الروسية لم يكن مواطناً في بلد آخر لكن حاسوب IBM يسمى ديب بلو. |
Bu yüzden birçok Amerikalı başka bir ülkenin ABD kadar hatta ABD'den bile büyük ve güçlü olması düşüncesini kendilerilerine yönlendirilen bir hakaret olarak kabul eder. | TED | لذا فإن فكرة وجود بلد آخر من شأنه أن يكون في مثل حجم وقوة الولايات المتحدة -- أو أكبر -- يكون وقعها على العديد من الأمريكيين كالاعتداء. |
İngiltere toprak kaybederse, o onur başka bir ülkenin olacak. | Open Subtitles | سيكون ذلك الشرف من نصيب بلد آخر عندما تخبو قوة (إنجلترا). |
tanrı, bizden yapmamızı istediği şeyleri yapmadığımız sürece, başka ülkelere gidecektir. | Open Subtitles | إذا لم نفعل أنا وأنت ما يريد الله لنا أن نفعله فسيذهب إلى بلد آخر |
Bir grup ülkenin ve Dünya Görme Engelliler Birliği'nin sınır ötesi antlaşmasını destekleyen bir toplantı. Eğer kitaplar telif hakkı istisnası altında mevcutsa ve başka bir ülke telif hakkı istinasına sahipse bu kitapları sınır ötesine taşıyabilir ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde okuyacak kitabı olmayan görme engelli insanlara hayat verebiliriz. | TED | إنها مجموعة من االدول إضافة إلى "الاتحاد العالمي للمكفوفين" تدعو ، إلى معاهدة عبرالحدود حيث أنه إذا كانت هناك الكتب المتاحة بموجب استثناء حقوق النشر و بلد آخر له استثناء حقوق النشر، يمكن نقل تلك الكتب عبر الحدود وإحياء الناس ، لا سيما في البلدان النامية، حيت المكفوفين ليس لديهم الكتب لقراءتها. |
Ne zaman ki... başka bir ülkedeki ya da herhangi bir ülkedeki birileri-- diğer insanların canlarını aldığında olur. | Open Subtitles | تحدث عندما... بعض النّاس .. في بلد آخر أو أيّ بلد .. |
bu başka bir ülkede yaşayan bir eski eşe sahip olmanın avantajı. | Open Subtitles | تلك هي حسنه وجود زوج سابق يعيش في بلد آخر |