Tatlım, neden oraya gidip bize oynayacak bir oyun getirmiyorsun? | Open Subtitles | عزيزي، لمَ لا تذهب إلى هناك وتأتي لنا بلعبة نلعبها؟ |
Özellikle de oyları güvenceye alarak kazanmak istediğin bir oyun oynuyorsan. | Open Subtitles | هذا ينطبق خاصّةً حين ترغبين بالفوز بلعبة تحاولين فيها جمع الأصوات. |
Bu adam, sağımdaydı ve önünde çocuğu vardı. Video oyunu oynuyordu. Bunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | كان هذا الرجل إلى يميني و كان ابنه أمامه كان يلعب بلعبة الفيديو |
Gerçekten de beni o küçük oyuncak silahınla öldürebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدي بأمانة أنّ بإمكانكِ قتلي بلعبة البندقية الصغيرة خاصّتك ؟ |
İstersen başka birilerinin oyununa... dahil olup bir elmas gibi parlayabilirsin. | Open Subtitles | لا زال بمكانك أن تخرج لامعاً مثل الجوهرة بلعبة شخصٍ أخر |
Senin gibi eski sevgilime kafayı takmaktansa bir oyuna kafayı takmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل أن أكون مهووس بلعبة فيديو على أن أكون مهووس بصيدق سابق مثلك |
Faturalarını ödüyormuş, briç oyununu çok seviyormuş ve içe kapanıkmış. | Open Subtitles | تدفع فواتيرها، مولعة بلعبة البريدج وكتومة |
Köstebek ezme oyununda kalamaz mısınız? | Open Subtitles | ألا يمكنكما المكوث بلعبة ضرب حيوان الخلد؟ |
Kurumsal casusluk kolay bir oyun değil— ancak bazen sosis işte böyle yapılır. | TED | التجسس على الشركات ليست بلعبة سهلة ولكن أحياناً، هذه هي الطريقة التي تُصنع بها النقانق. |
Biz gerçek dünyayı oyun gibi yapmaya başlamak zorundayız. | TED | علينا البدأ بجعل الحياة الحقيقية أشبه بلعبة. |
Güzel, güzel. Söylemeliyim, Lordum. Biz nedimelerin oynadığı bir oyun var. | Open Subtitles | يجب ان اخبرك سيدى اللورد بان السيدات تقوم بلعبة. |
26 yıl önce, yolun aşağısında bir oğlanla bir oyun oynamıştın. | Open Subtitles | منذ ستة و عشرون عاماً، قد لعبت بلعبة مع صبي في نهاية الشارع |
Keşke bu oyunu hiç öğretmeseydim. Poker için keskin bir zekan var. | Open Subtitles | , لم يفترض أن أعلمك تلك اللعبة لديك وجه ثابت بلعبة البوكر |
sanırım eğer yalan oyunu içindeyseniz daha iyi bir savaş alanı olamaz. | Open Subtitles | أعني اذا كنت مولعاً بلعبة الكذب, لايوجد مسرح جريمه أفضل من ذلك |
Buna gözün gibi bakmalısın. oyuncak değil o, çok değerli. | Open Subtitles | عليك الاهتمام بهذا العقد إنه ليس بلعبة, إنه قيّم للغاية |
oyuncak silahıyla oynuyordu ve sorular sormaya başladı: | Open Subtitles | كان يلعب بلعبة بندقية و قد بدأ يسأل أسألة |
O zamandan beri, işler kedi fare oyununa döndü. | TED | ومنذ ذلك الوقت، أصبح الأمر أشبه بلعبة القطّ والفأر. |
Ama ben ona, onu çok da fazla bozmadan... bu oyuna dahil olmağımı, satılık olmadığımı belirttim. | Open Subtitles | ولكن ليعلم من دون ان يهدر فرصه. هذا لم يكن بلعبة انه كان للبيع. |
Çöpü çıkarma oyununu tam dört sene ben istemiştim. | Open Subtitles | لقد فزت لأربع سنوات متتالية بلعبة إخراج النفايات |
Tamam, tamam, peki, gidin oraya ve ona başka birinin oyununda oyuncak olduğu için hayatını tehlikeye atması gerektiğini söyleyin. | Open Subtitles | بأنه سيضع حياته على المحك لأنه لعب بلعبة أحدهم |
İyi. Zoru oynamaya devam et. | Open Subtitles | أرنب ترابي ؟ جيد استمري بلعبة صعب المنال |
Mahkum Golic tarafından hileli bir oyunla karşılaşmış olmaları ihtimali büyük görünüyor. | Open Subtitles | هناك فرصة جيدة لكونهما مشتركين بلعبة قذرة مع السجين جوليك |
Sadece 51 kartla, bir saatin üzerinde briç oynamak çok inandırıcı değil, Madam. | Open Subtitles | القيام بلعبة البريدج لمدة ساعة بـ 51 ورقة هذا أمر لا يصدق يا سيدتي |
Kendimizi sözünü ettiğin Tazı ve Tavşan oyunuyla eğlendirebileceğimizi düşündüm. | Open Subtitles | فكرت بأن نمتع أنفسنا بلعبة الكلب والأرنب التي تحدثت عنها. |
19 yaşında bir oğlanla sıkıştır ve mıncıkla... oynayarak ne yapıyormuş? | Open Subtitles | ما الذي تفعله بالقيام بلعبة الضغط والسحق مع فتى في الـ 19 من عمره؟ |
O internetteki oyunda bir periyi oynadığını biliyordum ama peri kılığına girmek de, çüş yani. | Open Subtitles | أعلم أنك تلعب بلعبة الجنية على الانترنت ولكن أن تتنكر بزيها غريب |
Kazananı benim icat ettiğim bir kağıt oyunu belirleyecek. oyunun bütün kurallarını yazdım bile... Hepsi burada. | Open Subtitles | سيتم تحديد الفائز بلعبة أوراق ابتكرتها ، وضعت كل القواعد .. |
Yaptığınız şey şu, bunu alıyorsunuz ve aynı bir oyuncakla oynarmışcasına ki öyle de, bunu söküyorum ve ayırıyorum. | TED | ماتقوم به هو أنك تأخذها، ومثلما تقوم باللعب بلعبة ما، و هي فعلا كذالك، أضغطها، و أقوم بفصلها. |