Sanırım altını ıslattı. | Open Subtitles | أظنّه قد بلّل سريره |
Anne! Bart saçlarımı ıslattı. Islanmaya hazır değilken hem de. | Open Subtitles | أمّي، لقد بلّل (بارت) شعري وأنا لم أكن مستعدة لأبلله بعد! |
Birisi altını ıslattı değil mi? İyi bari. | Open Subtitles | -أحدهم بلّل ثيابه، أليس كذلك؟ |
Yani, su cildimin içine temas ederdi "ıslak kemik" dedikleri hastalığım vardı. | Open Subtitles | ماذا يحدث أن الماء سيذهب من خلال الجلد لأنني سيكون لدي ما هم حسنا، هم يسمونه, بلّل العظم |
Saçları ıslak kızımız işin peşini hiç bırakmıyor. | Open Subtitles | بلّل شعر فتاة ولن تنسى ذلك أبداً. |
Bilim insanları sıvı metanın yüzeyi sırılsıklam ettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد العلماء أن الميثان السائل قد بلّل السطح |
Kilerin yeri sırılsıklam oldu ve her yer siyah küf olacak Frank! | Open Subtitles | لقد بلّل مخزن الأطعمة وسيظهر العفن الأسود مجدداً يا (فرانك) |
Birisi altını ıslattı değil mi? İyi bari. | Open Subtitles | -أحدهم بلّل ثيابه، أليس كذلك؟ |
Çocuk altını ıslattı! | Open Subtitles | ! لقد بلّل الطفل سرواله |
Hey, altı ıslak adam! | Open Subtitles | اسمع, يامن بلّل سراويله، |