Hayır, buraya bunu tartışmak için gelmedim, söylemek için geldim. | Open Subtitles | لا لم أت الى هنا لمناقشة الامر بل جئت لاخبرك به |
Bir şeyleri düzeltmek için geldim. | Open Subtitles | بل جئت لأنني أريد وضع الأمور في نصابها الصحيح. |
Buraya gerçeği söylemeye geldim. Çünkü zamanımız azalıyor. | Open Subtitles | بل جئت لأخبركم بالحقيقة لأن الوقت ينفذ منا. |
Buraya seninle ilgili özel... bir şeylerin olduğunu düşündüğümü ve senin masamda olmandan daha güzel bir... şeyi düşünemediğimi söylemeye geldim. | Open Subtitles | بل جئت لأخبركِ بأنّكِ تملكين قدرة عجيبة .. ويسعدني أن تعملي في مكتبي ولكنّني سأترك مكتب المدعي العام |
Seni eve götürmek için gelmedim buraya. Dinlemek için geldim. | Open Subtitles | لم آتي لإعادتك إلى البيت بل جئت للإصغاء |
Yani buraya devrimine katılmaya değil, seni uyarmaya geldim. | Open Subtitles | لذا... أنا لم آتي لأنضم إلى ثورتك، بل جئت لأحذرك |
"Barış değil, kılıç getirdim çünkü ben, babayla oğulun, anneyle kızın gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim." | Open Subtitles | لم أتٍ لأجلب السلام بل الحرب، بل جئت لأحرّض الرجل ضد والده والبنت ضد والدتها." |
Bay Delaney size sigorta satmaya değil teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | لم آت لأبيعك بوليصة تأمين سيد (ديلاني) بل جئت لأشكرك |
- Hayır kendim geldim. | Open Subtitles | بل جئت بمحض إرادتي |
California'da herhangi bir iş görüşmesi için değilim. Buraya sizler için geldim. | Open Subtitles | أنا لست هنا في (كاليفورنيا) من أجل أجتماع عمل، بل جئت من أجلكما. |
Yardım istemeye gelmedim John. Veda etmeye geldim. | Open Subtitles | لم آت لطلب المساعدة يا (جون) بل جئت لوداعها |
Hayır, buraya başka bir mutlu müşterim için geldim Kral Fergus için. | Open Subtitles | لا، بل جئت لأجل زبون سعيد (آخر لي... الملك (فيرغوس |
Size katılmaya geldim. | Open Subtitles | بل جئت للمرح |