Artık sadece kamyonlara binmiyordum. | TED | و لم أركب الشاحنات و حسب، بل كنت أقودها. |
Zerre kadar korkmamıştım, sadece kızgındım. | Open Subtitles | كنت وقتها لم يستبد بى الخوف بعد, بل كنت غاضبة |
Bu yaptığın sadece düşünceli değil... aynı zamanda kibar bir davranıştı. | Open Subtitles | أنت لم تمنحني السعادة فقط بل كنت مصدر إلهام |
Anlaşılan sadece erkeklerle olan ilişkilerini değil, kadınlarla olan ilişkilerini de saplantı haline getirebilecek biriydim. | Open Subtitles | اتضح انني لم اكن مرأة قادره على الهووس بالعلاقات مع الرجال فقط بل كنت مرأة قادره على الهووس بالعلاقات مع النساء |
sadece hava almıyor, eve gidiyordum. | Open Subtitles | لم أذهب لاستشاق الهواء فقط بل كنت عائداً للمنزل تلقيّت ما يكفي |
sadece beni anlayan birinin yanında olmak istedim. | Open Subtitles | بل كنت أتسائل عن الأشخاص الذين سيفهمون ما في قلبي |
Bu yeterince zor ama sadece ölü değil aynı zamanda da bir pislik olduğunu hayal et. | Open Subtitles | هذا صعب كفاية لكن تخيل ذلك أنت لم تمت فقط بل كنت حثالة في المُعسكر |
Hayır, sadece hayal kırıklığı yaşıyorum. Yani, ölüm nedenini bulduk ama birisini tutaklayacak kadar kanıtımız yok. | Open Subtitles | كلا، بل كنت محبطًا فحسب أقصد، لقد وجدنا سبب الوفاة |
Xander Feng sadece katıldığını değil düzeni de ayarladığını iddia ediyor. | Open Subtitles | زاندر فنغ يدعي انك ليس فقط سهلت، بل كنت مدبر و مخطط |
Saldırı değildi. sadece onu burada tutmaya çalıştım. | Open Subtitles | لم يكن بالأصطدام بل كنت أحاول أن أبقيه هنا |
Dün onunla sadece konuşmadım, Olay olduğunda oradaydım, uyuyordum. | Open Subtitles | لم أتحدث إليه فقط بالأمس، بل كنت نائمة هناك عندما حصل ما حصل |
sadece bunu almadın bunda çok iyiydin. | Open Subtitles | انت لم تمارسيها فقط بل كنت جيده للغايه فيها |
Ben protestoya katılmadım sadece izliyordum. | Open Subtitles | لم أكن أحضر المظاهرة بل كنت أشاهد المظاهرة، هناك فرق |
Ona kapıyı açmadım. sadece kapaması için bir şans verdim. | Open Subtitles | لم أكن أحاول منحه الفرصة بل كنت أريده أن ينهي الأمر للأبد. |
Ve özellikle iPhone'umu aldığım 2007'den beri, ekran karşısında sadece oturmakla kalmadım günün sonunda kalkıp, tüm gün cebimde taşıdığım küçük ekrana da bakmaya başladım. | TED | وبالتحديد منذ سنة 2007، عندما اقتنيت الآيفون، لم أكن فقط أجلس طوال اليوم أمام شاشة الحاسوب، بل كنت أنهض في نهاية اليوم، وأنا أنظر إلى إلى تلك الشاشة الصغيرة التي أحمل في جيبي. |
Hiç kimseyi öldürmeyecektim. Ben-ben sadece blöf yapıyordum. | Open Subtitles | لم اكن ساقتل احدهم بل كنت اخدعهم فقط |
İş için sadece doğru adam değildim, iş için en mükemmel adamdım. | Open Subtitles | لم أكن فقط الشخص المناسب بل كنت الأفضل |
sadece anlamak değil, bunun için minnettardım. | Open Subtitles | لم أفهم هذا فقط بل كنت أشكر الله عليه |
sadece anlamak değil, bunun için minnettardım. | Open Subtitles | لم أفهم هذا فقط بل كنت أشكر الله عليه |
Bir şey kanıtlamaya çalışmıyordum. sadece sana yardımcı olmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | -لم أكن احاول إثبات أي شيء ، بل كنت أحاول مساعدتكِ |