Üzgün olduğum için değil, onların beni çok etkilemesi ve ilham vermesinden. | TED | ليس لأنني حزينة بل لأنني أشعر بأنني ملهمة كثيرا معهم. |
Aslında bunu işim yapmadı, işim beni bir yere götürmedi. Ben bu eserleri özellikle dünyayı gezmek istediğim için yaptım. | TED | ذلك ليس أن العمل أخذني إلى هناك بل لأنني صنعت الأشياء خصيصاً لأنني أردت أن أستخدمها لأرى العالم |
Bizim peşimize düşeceğinden eminim. Sadece onun kim olduğunu bildiğim için değil onu yaraladığım için. | Open Subtitles | أعتقد بأنه سيأتي من أجلي ليس فقط لأنني عرفت من هو بل لأنني آذيته |
İnsanların geçmişlerini öğrenmeleri önemli olduğu için yapıyorum. | Open Subtitles | بل لأنني أؤمن بمدى أهمية معرفة الناس لماضيهم |
çünkü içten içe sıçanlara önem veriyorum. | Open Subtitles | بل لأنني أهتم كثيراً بشأن حيوانات الأبوسوم. |
Zamanım yok diye değil, bitiresim gelmedi çünkü. | Open Subtitles | ليس لأنه لم يتسنى لي الوقت بل لأنني لم أود ذلك |
-...ama senden faydalanmak istediğimi düşünmemen için. | Open Subtitles | بل لأنني لا أريدكِ أن تظنِ أنني أستغلكِ هل عندك سكوتش ؟ |
İki kat daha fazla ve iki kat daha uzun çalışabildiğim için. | Open Subtitles | بل لأنني كنتُ أعمل بجهد مرتين أكثر من الباقين |
Bunların hiçbirini istediğimden değil zorunda olduğum için yapacağım. | Open Subtitles | ،لا أقوم بكل هذا عن طواعية بل لأنني مجبر |
Ve bunu ailenin kara büyü mirasına takıntılı olduğum için değil sana değer verdiğim için. | Open Subtitles | وليس بسبب إهتمامي بإرث عائلتُكِ من السحر الأسود ، بل لأنني أهتمُ بكِ، |
Onu kişiliğini çok sevdiğim için korumuyorum ama onun denge unsuru olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | أنا لا أأويها لأنني أحبها شخصيًا، بل لأنني ظننتها ستكون عامل استقرار. |
Köpeğime kendi ağzımdan yediriyorum ve onun değil benim hoşuma gittiği için. | Open Subtitles | تركت كلبتي تأكل الطعام من فمي ليس لأنها تحب الأمر بل لأنني أحب الأمر |
Başımıza gelen şeyler için ben hazır değildim. | Open Subtitles | بل لأنني لم أكُن مُستعداً لما سيأتي |
-Hayır, pandantifi bildiğim için. | Open Subtitles | كلا ، بل لأنني أعرف القلادة - حسناً ، أنتِ مخطئة - |
Amerika konusunda onu ikna ettiğimden dolayı değil geçici olarak cüzdanını ve pasaportunu arakladığım için. | Open Subtitles | "ليس بسبب ما قلته له جعله يفكر" "في إعطاء أمريكا فرصة أخرى" "بل لأنني سرقت مؤقتاً" |
Karanlıktan korkmamıştım. Seninle sevişmek istediğim için korktum. | Open Subtitles | ليس من الظلام بل لأنني أريد مضاجعتك |
Kendini kaybettiği için. | Open Subtitles | بل لأنني رأيت شخصاً يفقد أعصابه هكذا |
Sırf seni üzdüğüm ve bunu hak etmediğin için." | Open Subtitles | "بل لأنني جعلتك حزينة و أنتي لا تستحقي ذلك" |
Yani, hayır kaldım çünkü, kaldım... | Open Subtitles | أقصد كلا.. ليس لأني رسبت.. بل لأنني.. |
Bu benim umurumda da değil, çünkü ben yapmam. | Open Subtitles | ،ليس لأنني أخافُ عليه بل لأنني لا أهتم |