Büyükbabanız gelemediği için çok üzgün çünkü Paris'te bir konferansta kaldı. | Open Subtitles | جدكم يعتذر عن عدم حضوره ولكنه انشغل بمؤتمر في باريس |
Bu konferansta görmeyi beklemeyeceğim kadar göz kamaştırıcısın. | Open Subtitles | انت فائقة الجمال لتكوني بمؤتمر مثل هذا. |
Bu arada,... gelecek hafta Ulusal Kardiyoloji konferansı'nda konuşma yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | و بالمناسبة أريدك أن تلقي خطبة بمؤتمر طب القلب الأسبوع القادم |
Bir basın toplantısı düzenleyeceğiz ama bunu saldırganın bizimle temasa geçmesini sağlamak için yapacağız. | Open Subtitles | نحتاج للقيام بمؤتمر صحفى لكنه سيكون متعلق بجعل هذا الجانى يتصل بنا |
Barış konferansıyla alakalı çok sayıda ihbar aldık. | Open Subtitles | لقد تلقينا العديد من التهديدات فيما يتعلق بمؤتمر السلام |
2004 konferans Final'lerinden imzalı topunu bile almıştım. | Open Subtitles | إنّي أملك كرة وقعها بمؤتمر مباريات 2004 النهائيّة. |
Barış konferansında giriş izni olan birinin olması gerekmediği anlamına geliyor. | Open Subtitles | الجثه جرفها التيار هذا يعنى أنه لم يكن ضرورياً أن يكون شخصاً متصل بمؤتمر السلام |
Şayet halkımın ve hükümetimin arzusu bu yöndeyse, eşimin barış konferansındaki yerini ben doldururum. | Open Subtitles | إذا كانت تلك إرادة شعبي فسوف أحل مكان زوجي بمؤتمر السلام |
konferansta yatırımcı... | Open Subtitles | أنه متواجداً بمؤتمر الإستثمار... |
Geçen yıl Paris'teki konferansta karşılaşmıştık. | Open Subtitles | ألتقينا بمؤتمر بـ"باريس" العام الماضي. |
Baltimor'da bir konferansta konuşuyor. Neden? Neye ihtiyacın var ki? | Open Subtitles | تتحدث بمؤتمر في (بالتيمور) ماذا تريدين؟ |
Ki bu benim lanet olası basın konferansı düzenlemem gerekeceği anlamına geliyor. Lütfen bana buraya destek kuvvet olmadan gelmediğini söyle. | Open Subtitles | ممّا يعني أنني سأقوم بمؤتمر صحافي لعين أخبريني أنّكِ لم تأتِ إلى هنا بدون دعمٍ |
Basın açıklaması. Kuzey Amerika Kardiyoloji konferansı'nda. | Open Subtitles | خبر صحفي "أثناء خطبة بمؤتمر طب القلب بأمريكا الشمالية" |
Barış konferansı'nda kocamın yerini alacağım. | Open Subtitles | فسوف أحل مكان زوجي بمؤتمر السلام |
CDC bir basın toplantısı bile düzenlememişken. | Open Subtitles | مؤسسة الصحة العامة ، لم تقوم بمؤتمر صحفي بعد. |
Arkasında onu destekleyecek bir yapı yoktu ve bir basın toplantısı düzenleyecekti. | Open Subtitles | لم يكُنّ مع أي دعم بُنيوي، وهو كان على وشك أن يقوم بمؤتمر صحفي. |
- Bunun barış konferansıyla ne alakası var? | Open Subtitles | وما علاقة هذا بمؤتمر السلام؟ |
Bir yolunu bulacağım. Onları basın konferansıyla falan engel olurum. | Open Subtitles | أنا منعهم بمؤتمر صحفي. |
Şöyle sorular sorulmadan önce en azından bir konferans vermem gerekiyor... | Open Subtitles | والان علي ان اقوم بمؤتمر صحفي واحد علي الاقل حيث لا تبدأ الاسئله فيه ب |
Sanırım azınlık seçmen konferansında konuşma yapamayacağım. | Open Subtitles | لا أظن أني سألقى الخطاب بمؤتمر ناخبي الأقلية |
Azınlık seçmen konferansındaki konuşmanızda sürekli fikir değiştirdi. | Open Subtitles | لقد غير رأيه بمؤتمر ناخبي الأقلية |