kıçına kravattan bir kuyruk takıp maymun sesi çıkarttırarak onu dolaştırdılar. | Open Subtitles | ودفعوا له ليربط ذيلاً بمؤخرته ويجري بدون ملابسه وهو يحدث أصوات قرود |
Powers aniden dursa suratın yarıya kadar adamın kıçına girer. | Open Subtitles | لو توقف باور فجأه فان وجهك سيرتطم بمؤخرته |
Adam kıçına bir şey girmiş gibi görünüyor, olay bu. | Open Subtitles | إن هذا الرجل من يبدو وكأنه يتحرق لمضايقتي بمؤخرته |
Eğer diğerlerinden ayrılan olursa, altıncı günden önce kıçını kaldırıp buraya dönecek çünkü gemi siz olsanız da kalkacak, olmasanız da. | Open Subtitles | إذا انفصل أيّ شخص عن الآخرون ، فيآت بمؤخرته إلى هنا قبل نهاية الستّة أيام ، لأن السفينة ستنطلق بك أو من غيرك |
Onu arayıp tembel kıçını kaldırıp gelmesini söyledin mi? | Open Subtitles | هل أتصلت بّه، اخبره بأن يأتى بمؤخرته الكسولة هنا؟ |
Devlin, dün akşam kıçıyla hindistan cevizini kaldırmıştı ya o anda bir şeylerden kıllanmıştım. Aynı yöntemle yerden sabunu kaldırdığını görmüştüm. | Open Subtitles | لقد احسست بهذا الامر عندما رايته يلتقط الجوزه بمؤخرته لقد رايته يفعل ذلك مع صابونه |
Elini onun götüne sokmak zorunda oluşunu düşünüyorum. | Open Subtitles | -كلا أعتقد أن عليك أن تدخل يدك بمؤخرته |
Olmaz, kıymıkları var. kıçına kıymık batar. | Open Subtitles | لا, قد يوجد بها شظايا سيحظى بشظايا بمؤخرته |
Öyle sanıyorum ki önümüzdeki günlerde daktilosunu kıçına sokmamız gerekecek! | Open Subtitles | ينبأني حدسى أنه في أحد الأيام... سنتكبد عناء دسر آلتة الكاتبة بمؤخرته. |
Doktor muayene etti ve dedi ki... bir kurt, köpeğin kıçına yumurtlamış olmalı. | Open Subtitles | فحصه البطري وقال... ..... ان دودة وضعت بيضا بمؤخرته |
Saçmaları o böcek gözlü hergelenin kıçına atamaya başlayınca gününü görecek. | Open Subtitles | عندما ابدا باطلاق البندق بمؤخرته الغبية |
Bay Broomstick kıçına girdi. | Open Subtitles | السيد ذو المكنسة بمؤخرته |
- Çadır direğini kıçına sokardık. - Lütfen. | Open Subtitles | هذه الرحلة تخيم بمؤخرته - من فضلك - |
Dekan Young'a ikimizi de alabileceğini yoksa rektör yardımcılığı işini alıp kıçına sokabileceğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرت العميد (يونج)، أنه يمكن أن يعتمد على كلانا. أو أنه يمكن أن ياخذ منصب رئيس المجلس ويحشره بمؤخرته. |
Söyle ona, beğenmiyorsa kara kıçını başka yere götürebilir. | Open Subtitles | أخبره بأنّه إذا لم يقبل بالعرض... فليذهب بمؤخرته السوداء إلى مكان آخر |
Castiel'e o tüylü kıçını buraya getirmesi için dua ediyorum. | Open Subtitles | أدعو (كاستيل) ليحضر هنا بمؤخرته المكسوة بالريش |
Kızların hepsi kıçını beğeniyor zaten. | Open Subtitles | فكل البنات معجبات بمؤخرته |
Ben onun kıçını kolluyorum. | Open Subtitles | أنا من أهتم بمؤخرته |
Ketch'i ara eğer seni hayatta görmek istiyorsa o titiz kıçını buraya getirsin. | Open Subtitles | تتصلين بـ(كيتش)، وتخبرينه أن يأتي بمؤخرته المتشددة إن أراد رؤيتك حية. |
Ben. Bize kıçını gösteriyor. | Open Subtitles | -بين), إنه مقابلنا بمؤخرته). |
Glatt golü kıçıyla attı! | Open Subtitles | ها هو (دوج جلات) يسجل بمؤخرته |
Dedim ki, elini onun götüne sokmak zorunda oluşunu düşünüyorum. | Open Subtitles | -قلت أدخل يدك بمؤخرته |