Onu arabasına götürüp, şehirden defolmasını yoksa onu öldüreceğimizi söyleyelim. | Open Subtitles | فلنأخذه لسيارته و نأمره بمغادرة المدينة أو نقتله |
Pılını pırtını toplayıp, ...öncelikli olarak, şehirden ayrılacaksın. | Open Subtitles | ستذهب لتحزم حقائبك وسقوم بمغادرة المدينة فورا |
Ben şehirden ayrılıyorum, o kumarda 5 milyon kazanıyor. | Open Subtitles | أقوم بمغادرة المدينة و يقوم هو بالحصول على 5 ملايين في الكازينو. |
Barikat dayanmayacak, kraliçeyi şehri terk etmesi için ikna etmelisin. | Open Subtitles | هذا الخط لنْ يصمد يجب أنْ تقنعوا الملكة بمغادرة المدينة |
Enfeksiyon riskine karşı, şehri terk etmenize izin verilmemektedir. | Open Subtitles | بسبب أنتشار العدوي لن نسمح لكم بمغادرة المدينة |
Kuzeyi daha güvenli. İnsanlar zaten şehri terk ediyor. | Open Subtitles | الوضع أكثر أمانًا بالشمال، الناس بدأوا بمغادرة المدينة بالفعل. |
Ona evlendikten sonra kasabayı terk edeceğimize söz verdim. | Open Subtitles | والوعد الذي قطعته لها بمغادرة المدينة بعد زواجنا. |
Bunu gören biri şehirden kaçmak üzere olduğunu sanabilir. | Open Subtitles | سيظن الشخص بأنكم كنتوا تهمون بمغادرة المدينة |
Parayı ona verdi. Kız şehirden ayrılacak. | Open Subtitles | أنه فقط يقوم بأعطائها المال ستقوم بمغادرة المدينة |
- En azından bir süre için şehirden ayrılmayın. | Open Subtitles | أعني غير مسموح لك بمغادرة المدينة |
Bu şehirden git, yoksa patlatırım. | Open Subtitles | اوعدنى بمغادرة المدينة و الا سافجرها |
O, şey.. Babamı şehirden gitmeye ikna etti. | Open Subtitles | لقد أقنع والدي بمغادرة المدينة. |
Kimsenin şehirden çıkmasına izin vermiyorlar. | Open Subtitles | ولا يسمحون لأى شخص بمغادرة المدينة |
Derhal şehri terk etmeniz emrediliyor. | Open Subtitles | نأمركم بمغادرة المدينة في الحال |
Biz herkese şehri terk etmesini emrettik. | Open Subtitles | أمرنا كل شخص بمغادرة المدينة |
Kızlar kasabayı terk ettiğimizi duyunca hiçte mutlu olmayacak. | Open Subtitles | لكن لن يسعدا بمغادرة المدينة |