Ama içeri kendi anahtarıyla girmiş. Duruşmada bu anlaşıldı. | Open Subtitles | . لكنه دخل بمفتاحه هذا ثبت في المحاكمة |
Şu kocaman eski anahtarıyla birlikte | Open Subtitles | بمفتاحه القديم الكبير |
O kocaman tombul anahtarıyla birlikte | Open Subtitles | بمفتاحه الكبير البدين |
Bu sırada, birileri bu odayı talan ediyormuş ve Baker'ın kapıda anahtarıyla içeri girmeye çalıştığını duymuş. Onu içeri çekip bağlamışlar. | Open Subtitles | في نفس اللحظة، شخصٌ ما حاول سلب هذه الغرفة بعدها سمع (بيكر) عند الباب محاولاً الدخول بمفتاحه |