ödül için söz verdiğinize göre kuru hurmaları yememe izin verin. | Open Subtitles | بما انكِ قد وعدتنى بمكافأة فاسمح لى بتناول هذا البرسيمون المجفف |
Bana hala ödül borcunuz var. | Open Subtitles | أنت لا زلت تدين لي بمكافأة نعم، أعرف ذلك |
Ve ek olarak, Pencap elçiliği, suçluyu yakalayan kişiye güzel bir ödül verecek. | Open Subtitles | وفي حال ذلك وعدنا السفير بمكافأة مجزية لمن يجدها |
İşin doğrusu tam tersi, beraberinde büyük bir ödül getirecek. | Open Subtitles | في الواقع، وعلى العكس بالضّبط، سيقترن ذلك بمكافأة |
Aslında tam tersi. Karşılığı ödül olacaktır. | Open Subtitles | في الواقع، وعلى العكس بالضّبط، سيقترن ذلك بمكافأة |
Ve ek olarak, Pencap elçiliği suçluyu yakalayan kişiye güzel bir ödül verecek. | Open Subtitles | وفي حال ذلك وعدنا السفير .بمكافأة مجزية لمن يجدها |
Çabalarının yüce bir amaca hizmet ettiğini bilmek yeterli bir ödül. | Open Subtitles | أليس معرفة أن جهدك يخدم غرض أقوم بمكافأة كافية؟ |
Belediye başkanının belirttiğine göre, bugün St. Mary kilisesinde meydana gelen... trajik bombalama olayının sorumlularının yakalanması için... yardımcı olacaklara 25.000 dolar ödül verilecek. | Open Subtitles | وعد رئيس البلدية بمكافأة 25.000 دولار لمن يعطى أى معلومات... ... تتعلق بالقبض على المسئولين... ... عن كارثة الكنيسة. |
Siz ikiniz, başınıza yüklüce bir ödül konmuş suçlularsınız. | Open Subtitles | كنت أعرف ! أنتما مجرمان مطلوبان بمكافأة كبيرة |
Onu onlara götürene sıkı bir ödül vereceklerdir. | Open Subtitles | أراهن بمكافأة كبيرة -لكل من يذهب به إليهم .. |
"Getirene 500 $ ödül." | Open Subtitles | بمكافأة 500 دولار |
"Getirene 500 $ ödül." | Open Subtitles | بمكافأة 500 دولار |
büyük bir ödül verir. | Open Subtitles | وقد يجزيك أبي... . بمكافأة عظيمة |
2 milyon dolar ödül var. | Open Subtitles | بمكافأة قدرها 2 مليون دولار |