Sonra da onu, bütün kızların önünde iç çamaşırıyla hula dansı yapmaya zorladık. | Open Subtitles | ثم جعلناه يرقص بملابسه الداخلية أمام الفتيات |
Korkunç saygısızlığını ve iç çamaşırıyla yan gelip yatmasını çıkarırsan tam evlenilecek çocuk. | Open Subtitles | وإذا تغاضيت عن قلة احترامه الشديدة لنا وأنه يحب الجلوس بملابسه الداخلية فهو شاب تتمناه أي فتاة |
Piskopos sinirden mosmor olmuş, iç çamaşırlarıyla ortalıkta koşuşturmaktaydı. | Open Subtitles | الأسقف وجهه ملطخ بالأحمر يكرض في الأرجاء بملابسه الداخليه |
"Affedersiniz ama ben buraya kadar bizzat geldim ve iç çamaşırlarıyla evinde oturan adamın biri birinci kalite hizmet alıyor." | Open Subtitles | يجلس في البيت بملابسه التحتانيه ويتلقى معاملة الدرجة الاولى,الا تكره هذا؟ |
İnanın bana, buzdolabımda iç çamaşırlı bir adam yakalarsam umarım sizin yarınız kadar erkek olabilirim bayan bayan... | Open Subtitles | ثقي بي، إذا أنا أمسكت رجل بملابسه الداخلية في ثلاجتي أتمنّى أنني نصف الرجل مثلما كنت سّيدة |
Bu senin hatan. Kim Danube'de giysileriyle yüzer ki? | Open Subtitles | هذا لانك اخطأت لا احد يسبح بملابسه في الدنبل ؟ |
Sonra Elbiseleriyle nehre atladı. Sarhoştu. | Open Subtitles | فقفز فالنهر بملابسه, لقد كان ثملا |
İç çamaşırlarıylaydı, Battaniyeye sarınmıştı, nefes almak için savaş veriyordu. | Open Subtitles | كان بملابسه الداخلية ملفوفاً بالبطانية يكافح من أجل كل نفس |
Gerçek Mantid un çuvalı gibi onun üzerine atlayıp iç çamaşırlı vaziyette resimlerini çekmiş, sonra da onun elbiselerini giyip kalabalığın arasında aşağıya inerek kaçmış. | Open Subtitles | (السرعوف) الحقيقي إنقض عليه مثل كيس الطحين إلتقط صورة له بملابسه الداخلية ثمّ ألبسه بزيه |
Herkes sadece kendi iç çamaşırıyla ilgilensin! | Open Subtitles | كل شخص يبقى بملابسه الداخلية التي عليه |
Tören ve kötü kokulu John'u bayrak direğine iç çamaşırıyla çekme oyunu. | Open Subtitles | الإستعراض، اللعبة، المعلَّق (جون) ذو الرائحة الكريهة فوق سارية العلم بملابسه الداخلية. |
Şuna bak, çamaşırıyla yığılmış kalmış. | Open Subtitles | إنظر إليه مسترخٍ بملابسه الداخلية |
İç çamaşırıyla dans etmeyi çok sever. | Open Subtitles | إنّه يحبّ الرقص بملابسه الداخلية |
Ben hala iç çamaşırlarıyla caddenin ortasında... dondurmasını yiyen babamda kalmıştım. | Open Subtitles | اذا إلي أين يقودونا هذا؟ أنه يجعلني أنظر إلي أبي بملابسه الداخلية يأكل الأيس كريم. |
Sonra, aynı nokta, psikiyatristleydi... iç çamaşırlarıyla. | Open Subtitles | إذاً,في وقت ما كان مع طبيبته النفسية بملابسه الداخلية |
Ama nasıl bu kadar çabuk iç çamaşırlarıyla kaldı? | Open Subtitles | لكن كيف انتهى به الأمر بملابسه الداخلية بهذه السرعه؟ |
Sen de yatağında iç çamaşırlarıyla gitar çalan yakışıklı komşu çocuğuydun. | Open Subtitles | حسناً وانت كنت جارنا الكبير الذي يجلس في سريرة بملابسه الداخلية عازفا القيتار |
Earl, nasıl olurda iç çamaşırlı bir adamı yanımızda taşıyoruz? | Open Subtitles | ايرل, كيف وصلنا الى رجل بملابسه الداخليه |
Sonra da salağın biri giysileriyle çeşmeye atladı ve cüzdanımı getirdi. | Open Subtitles | ومن ثم الفحل هنا يقفز بالنافوره بملابسه ويجلب حافظتي |
Islak giysileriyle kanepeyi de ıslattı. | Open Subtitles | وسّخها بملابسه المبللة |
Elbiseleriyle! | Open Subtitles | ! بملابسه |
Çocuk iç çamaşırlarıylaydı - Y kesiğini anlat bize. | Open Subtitles | الولد بملابسه الداخلية Yأخبرنا عن الشق بشكل حرف |
- Ben onu, onun elbiselerini çalarken gördüm. | Open Subtitles | -أمسكت لص يفتش بملابسه . -أنا أسف . |